17. Hukuk Dairesi 2018/4932 E. , 2018/12056 K.

 

"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

- K A R A R -

 

Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın yaya murise çarpması sonucu murisin kazadan 3 gün sonra hastanede vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin evlatları olup davacılardan Hatice'nin destekten yoksun kaldığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi (tedavi ve cenaze giderleri ile destekten yoksun kalma zararından kaynaklı) tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle, davacı ... için 15.000,00 TL manevi, Melek için 20.000,00 TL manevi ve Kadriye için 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan (davalı ... sadece maddi tazminattan ve dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle sorumlu) müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, mahkemece davalı ... hakkında açılan dosya tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına, iş bu davaya davalı ...Ş. yönünden devamına karar verilmiştir.


Davalı ...Ş. vekili, trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin zararların tazmini için öncelikle sigorta şirketine başvurmaları mecburiyeti getirilmiş olduğunu, zarar görenlerin sigorta şirketine başvurmaksızın sigorta şirketi aleyhine doğduran doğruya dava açma veya tahkim komisyonu nezdinde başvuru hakları bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.


... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın davalı ... yönünden 2918 Sayılı KTK'nın 97. maddesi uyarınca dava tarihinden önce davalı ... şirketine başvuruda bulunulmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ... Adliye Mahkemesi'nce yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.


Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası'ndan yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, 5684 Sayılı Yasa'nın 14. maddesi gereğince kazaya neden olan motorlu aracın kimliği belirsiz ise, kaza sırasında geçerli poliçesi yoksa veya eksikse, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi iflas etmişse veya ruhsatı iptal edilmişse, çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işleten sorumlu tutulamıyorsa, Güvence Hesabı'na başvurulabilecektir. Güvence Hesabı işletenin kusuru nispetinde sorumludur.


6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115. maddesi "(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.


(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.


(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez." düzenlemesini içermektedir.


2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı' başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) "Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir." düzenlemesi yer almaktadır.


Somut olayda kaza tarihi 22.07.2016 olup davacılar zorunlu trafik sigortası bulunmayan aracın destek yayaya çarpması sonucu desteğin vefatı nedeniyle davalı Güvence Hesabı'na başvurmadan doğrudan 27.09.2016 tarihinde tazminat davası açmış, davalı Güvence Hesabı davacıların sigorta şirketine başvurmaksızın doğrudan doğruya dava açma hakları olmadığını savunmuştur. İlk derece mahkemesince 2918 Sayılı KTK'nın 97. maddesi uyarınca dava tarihinden önce davalı ... şirketine başvuruda bulunulmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine hükmedilmiş; davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Eldeki dava HMK'nın yürürlüğünden sonra açılmıştır. HMK'nin 114.maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki "Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." şeklindeki düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK'nin 114.maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası "Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu" belirtilmiştir.

 

Dairemiz uygulamalarında sigorta davalarında örneğin dain-mürtehinden muvafakat alınması, İİK'nin 277. maddesinden kaynaklanan davada "aciz belgesi" gibi dava şartı ibrazı olarak kabul edilen hususlar bu eksiklik varsa dava usulden red edilmemekte bu eksiklik tamamlatılmaktadır. Somut olayda davacılar destek zararının tazmini için Güvence Hesabı'na yazılı olarak başvurmadan doğrudan doğruya dava açmış iseler de, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, mahkemece davacılara davalı Güvence Hesabı'na yazılı müracaat etmeleri için kesin süre verilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, HMK'nin 30.madde hükmü gözetilmeden ve hak arama özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birisi olup yine bunlardan birisi olan mahkemeye erişim haklarını engeller biçimde düzenlendiği anlaşılan KTK 97.madde değişikliğindeki madde gerekçesinde gösterilen "yargının yükünün hafifletilmesi" gibi kamu yararı barındırmayan Yasa değişikliği gerekçe gösterilerek ve de eksik yorumlanarak yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.


SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11/12/2018 gününde Üye ...'ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.


-KARŞI OY YAZISI-


Trafik kazası sonucu zarar gören 3. kişilerin zarar veren aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasına dava açabilmesine ilişkin 13.10.1983 tarihli 2918 sayılı KTK'nın 97.maddesi, 26.04.2016 tarih 6074 sayılı Kanunun 5.maddesi ile değiştirilerek madde "Zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuru da bulunulması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden en geç 15 gün içinde başvuru yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.


Değişiklik öncesinde zarar gören kişilerin sigorta şirketine başvurmak veya doğrudan mahkemeye tazminat davası açmak konusunda seçimlik hakkı söz konusu iken 97.maddeye getirilen emredici nitelikteki düzenleme ile artık dava açılmadan önce sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. HMK'nın dava şartları konusundaki 114/2.maddesine göre "Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır." şeklinde düzenleme gereğince zorunlu mali mesuliyet sigortasına yazılı başvuru yapılması bir dava şartı olarak kabul edilmeli ve HMK 115/2. Maddesi gereğince de dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddine karar verilmelidir.


Dünyada ve ülkemizde yargı yükünün ve yargı giderlerinin artması, bunun sonucunda yargının yavaş işleyişi ve bunun getirdiği olumsuzları çözüme yönelik alternatif uyuşmazlık çözüm yolları aranmakta ve uygulanmaktadır. Ülkemizde bu anlamda pek çok yasada değişiklik yapılmıştır. KTK 97.maddede yapılan düzenlemenin de amacı budur. Bu nedenle getirilen bu dava şartının dava açılmadan önce yerine getirilmesi zorunlu olup dava açıldıktan sonra tamamlanabilir bir dava şartı olarak görmek tamamen yasanın düzenleniş şekline ve amacına aykırıdır.


Ayrıca 6102 sayılı TTK'nın 5.maddesinden sonra gelmek üzere 6.12.2018 tarihli 7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile eklenen 5/A maddesi gereğince "Bu Kanunun 4'üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." düzenlemesi getirilmiş olup bu durumda trafik
kazasında zarar gören 3.kişinin sırasıyla önce zarar veren aracın Zorunlu Mali Mesuliyet sigortasına, süresinde cevap verilmemesi veya uyuşmazlık çıkması halinde arabulucuya oradan da sonuç alınamaması halinde tahkime veya mahkemeye başvurması gerekmektedir.


Somut olayda da davacılar zarar veren aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmaması nedeniyle sorumlu olan Güvence Hesabına başvurmadan doğrudan tazminat davası açmış olduklarından Bölge Adliye Mahkemesince "ilk derece mahkemesinin dava şartı yokluğundan davanın reddi kararı ile ilgili istinaf başvurusunun esastan reddine" kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun Bölge Adliye mahkemesinin kararı bozularak kaldırılması kararına katılmıyorum.

Üye

 

22 Nisan 2020 Çarşamba
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.