5. Hukuk Dairesi

2014/11195 E. , 2014/20118 K.

"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması ve bu nedenle yargılama aşamasında yapılan hatalar nedeniyle uğranılan zararların 4721 sayılı TMK'nun 1007. Maddesi uyarınca tazmini davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 28.05.2013 gün ve 2013/3871 Esas - 2013/10940 Karar sayılı ilama karşı Hazine vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -
Dava tapu sicilinin hatalı tutulması ve bu nedenle yargılama aşamasında yapılan hatalar nedeniyle uğranılan zararların 4721 sayılı TMK'nun 1007. Maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bu karara karşı davalı idareleri temsilen Hazine vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.


Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; Her ne kadar Dairemizin bozma kararında 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca Hazinenin tazminat sorumluluğuna ilişkin koşulların oluştuğu belirtilmiş ise de, davacının zararının tapuda tesis edilen akdi ipotek ve buna bağlı özel borç ilişkisinden kaynaklandığı ve somut olaydaki değerlendirmenin de bu kapsamda ele alınması gerektiği, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından,
Davalı idareler vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 28.05.2013 gün ve 2013/3871-10940 sayılı bozma ilamını kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava tapu sicilinin hatalı tutulması ve bu nedenle yargılama aşamasında yapılan hatalar nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK' nun 1007. Maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.


Mahkemece Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet nedeniyle, ... hakkında açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.


Dosyada kanıt ve belgelerden; Dava dışı .... isimli şahsın ...köyünde bulunan cilt 258, sayfa 60 da kayıtlı 183,860 m2 yüzölçümlü taşınmazdaki 1/2 oranındaki hissesini 25.07.1985 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile yine dava dışı ... isimli şahsa sattığı bu işlemden sonra

taşınmazın bulunduğu köyde yapılan kadastro çalışmalarında çekişme konusu taşınmazın 1/2'şer hisse ile .... ve .... isimli şahıslar adına 823 ada 18 parsel numarası ile tespit gördüğü, söz konusu taşınmazla ilgili olarak Maliye Hazinesi tarafından ... Kadastro mehkemesi nezdinde 24.03.1986 tarihinde kadastro tespitine itiraz edilerek dava açılmasına rağmen, taşınmazın 27.03.1986 tarihinde tespit malikleri .... ve .... adına tapuya tescil edilip, 12.08.1986 tarihine kadar da tapuya davalı olduğuna dair şerh konulmadığı, bu arada 823 ada 18 parsel hissedarı olan ....'ın davacı ...'a olan borcu nedeniyle aslında mülkiyet ihtilaflı olan 823 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 17.07.1986 tarihinde 24.000,000-TL'lik akdi ipotek tesis edildiği, Hazine tarafından ... Kadastro Mahkemesinde açılan tespite itiraz davasına bu davanın davacısı ... ile Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin Alıcısı Konumundaki ...'ın da müdahil olarak katıldığı, tespite itiraz davası devam ederken, 823 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında akdi ipotek alacaklısı olarak görünen...'ın ... İcra Müdürlüğü'nün 1986/2044 sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yaptığı icra takibi sonucunda, cekişmeli taşnımazın 12.10.1987 tarihli arttırmada üzerindeki davalı şerhi ile birlikte Takip alacaklısı ve bu davanın davacısı olan ...'a satılarak tapuda tescilinin sağlandığı, ... Kadastro Mahkemesine Hazine tarafından açılıp Kazımı Sarraf ve ...'ın da müdahil olarak katıldığı davanın sonucunda ise ....a ait olup, öncesinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine konu olan ve daha sonra icra takibi nedeniyle ...'a intikal eden hissenin üstün hak sahibi ... adına tesciline karar verildiği ve ... Kadastro Mahkemesinin 2003/5-6 sayılı bu kararının Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, çekişmeli 823 ada 18 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak ...'ın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı, 2004/519 esas sayılı dosya üzerinden görülen tapu iptali ve tescil davasının da reddedilmesi üzerine davacı tarafından tazminat istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.


Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ... hakkında açılan davanın esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)4721 sayılı TMK'nun sorumluluk kenar başlığı taşıyan 1007. Maddesinde '' Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.


Devlet zararının doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder'' hükmü yer almkata olup, davanan temsilcide yanılgı sonucu Hazin yerine Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne karşı açlıdığı, ve Hazine vekili tarafından takip edildiği gözetilerek, Hazinenin davaya dahil edilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi,


2) Dava konusu somut olayda, çekişmeli taşınmaz olan 823 ada 18 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak düzenlenen kadastro tutanağına karşı Hazine tarafından kadastro mahkemesinde tespite itiraz davası açıldığı halde, söz konusu taşınmazın tespit maliki adına tapuya tescilinin sağlanması ve davalı şerhinin tapu kütüğüne geç işlenmesi nedeniyle, tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğu sabit ise de davacı ... ile çekişmeli taşınmaz arasındaki ilişkinin akdi ipotekden kaynaklanan borca dayalı olduğu ve davacının bu borç nedeniyle yaptığı icra takibi sonrasında taşınmazı davalı olduğunu bilerek ve üzerindeki bu şerhle birlikte satın aldığı da sabittir.


4721 sayılı TMK'nun 1007. Maddesi uyarınca Hazinenin tazminat sorumluluğundan bahsedebilmek için tapu sicilinin hatalı tutulmasının yanı sıra davacının taşınmazı geri alma imkanın kalmadığını veya alacağını başka türlü tahsil etme imkanın bulunmadığın da ispatlaması gerekir.


Bu durumda, davacını çekişmeli taşınmazı ... İcra Müdürlüğü nezdinde 1986/2044 sayılı dosya üzerinden yaptığı icra takibi sonucu alacağına mahsuben, davalı şerhi ile birlikte satın aldığı gözetilerek, söz konusu takibin yapıldığı sırada davacının alacağının başka türlü tahsil etme imkanın bulunup bulunmadığı, takip tarihi itibariyle borçlu ....'ın adına kayıtlı menkul ve gayrimenkulünün bulunup bulunmadığı araştırılıp, borcun başka türlü tahsil edilme imkanın bulunmadığnın ispatlanması ve aciz vesikasına bağlanacak olduğunu tespit edilmesi halinde Hazinenin TMK' nun 1007. Maddesi uyarınca tazminat sorumluluğunu doğacağı gözetilerek hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir.

 

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

29 Ağustos 2020 Cumartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.