1. Hukuk Dairesi         2020/3471 E.  ,  2022/5257 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ


İLK DERECE MAHKEMESİ: BARTIN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; 6100 s. HMK'nın 353/1-b. 2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, harç ve vekalet ücreti düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına dair karar, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 13.01.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:


I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri ...'ın 38 ada 8 parsel sayılı taşınmazı ile 38 ada 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/2'şer paylarını davalı oğlu ...'a ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, yapılan devrin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.


II. CEVAP


Davalı, 7 parsel sayılı taşınmazın kendisi ve mirasbırakan ile bir ilgisinin olmadığını, mirasbırakanın son dönemlerinde ağır hastalık geçirdiğini, emekli maaşının tedavi masraflarına yeterli gelmediğinden kendisi tarafından karşılandığını, bakım borcunu mirasbırakanın ölüm tarihine kadar yerine getirdiğini, akdin gerçek olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.


III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI


Mahkemece, mirasbırakanın tüm mal varlığını ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiği, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı, 7 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle, 7 parsel sayılı taşınmaz yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.


IV. İSTİNAF


1. İstinaf Yoluna Başvuranlar


İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.


2.İstinaf Nedenleri


Mirasbırakan tarafından davacılara da herhangi bir kazandırma yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, davacı tanık beyanlarına göre, mirasbırakanın taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırdığını, kadastro işlemleri yapıldıktan sonra da her çocuğunun kendi adına tapu kaydı aldığını, tarafların kardeşi olan tanıkların mirasbırakanın davacılara da yer verdiğini beyan ettiklerini, oysa mahkemece bu araştırmanın yapmadığını, mahkemece tanık beyanlırının dikkate almadığını, 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın davalı tarafından yapıldığını, mirasbırakana davalının baktığının sabit olduğunu, mirasbırakan ile davalının aynı çatı altında birlikte yaşadıklarını, davacıların iddiasını ispatlayamadığını, mahkeme niçin tanık beyanlarına itibar etmediğinin belirtmediğini, mirasbırakanın sağlığında bakılmadığı iddiası ile dava açtığını, ancak daha sonra bu davasından vazgeçtiğini, taşınmazların tamamının değeri üzerinden davacılar vekili yararına vekalet ücretine hükmedildiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.


3. Gerekçe ve Sonuç


Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 12/10/2020 tarihli ve 2020/710 Esas 2020/795 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile tüm terekesini davalıya bıraktığı, taşınmazların keşfen belirlenen değerine göre mirasbırakanın yüklendiği edimin fahiş olduğu, mirasbırakanın daha az bir malvarlığı değerini devrederek yapabileceği bir sözleşmeyi tüm malvarlığını kapsar şekilde düzenlemesinin davacıların iddiasını doğruladığı, mahkemece dinlenen tanıklardan ...'da davacılar ile mirasbırakan arasında bir soğukluk bulunduğunu belirttiği, tanığın bu beyanı ile mirasbırakan ile davacıların beşeri ilişkilerinin iyi olmadığının anlaşıldığı, bu durumun da mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmak amacı ile hareket ettiği olgusunu desteklediği, bu sebeple İlk Derece Mahkemesinin kararının yerinde olduğu, ancak mahkemece davacıların miras paylarının toplamına isabet eden değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmazların tamamının değerleri üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; 6100 s. HMK'nın 353/1-b. 2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, harç ve vekalet ücreti düzeltilerek yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.


3. Gerekçe


3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme


Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma aktinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.


3.2. İlgili Hukuk


3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.


Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

 

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.


3.3. Değerlendirme


Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle (V/3.2.) nolu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III) nolu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) nolu bentte yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.


VI. SONUÇ:


Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 19.441,69 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalıdan alınmasına, 29/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

 

8 Eylül 2023 Cuma
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.