5. Hukuk Dairesi 2020/8856 E. , 2021/4643 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak nisbi harç ve ıslah harcı tamamlatılmış ve davanın kabulü ile 592.974,37'şer TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıların dayandıkları 11.11.1935 tarih 4 sıra nolu 229.750 m2 yüzölçümlü tapu kaydının Deli ... metruk yerlerden olup Hazinenin müzayede ile satışı üzerine davacıların kök murisi ... damadı ...'a geçtiği, ...'in ½ payı oğlu ...'e sattığı, satışa istinaden 24.05.1973 tarih 777 sıra nolu tapunun oluştuğu, yine ½ payı oğlu ...'e sattığı, satışa istinaden 03.07.1973 tarih 4 sıra nolu tapu kaydının oluştuğu, 29.09.1977 tarihinde yapılan genel arazi kadastrosu sırasında dayanak tapu kaydı ile gittilerinin revizyon görmediği; 916 parsel sayılı 118.750 m2 yüzölçümündeki taşınmazın zeytinli ağaç niteliği ile senetsizden Hazine adına tespit edildiği, itirazsız kesinleştiği, ... ve ... ...'in Kasım 1935 tarih 4 ve 5 sıra nolu tapu kayıtlarına dayanarak açtıkları dava sonucunda Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/119 esas, 1986/20 karar sayılı ilamıyla dayanak tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazı ve dava dışı geniş alanı kapsadığı, 916 parselin B ve C ile işaretlenen sırasıyla 18.000 m2 ve 7.500 m2 yüzölçümlü kesimlerinin orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle A ile işaretlenen 93.250 m2 yüzöçümlü bölümün davacılar adlarına tapuya tesciline, B ve C ile işaretlenen kesimlere yönelik davanın reddine karar verildiği, hükmün temyiz incelemesinden geçerek 12.09.1986 tarihinde kesinleştiği, kararın infazı üzerine 916 parselin 2704, 2705 ve 2706 parsellere ayrıldığı, 2704 parsel sayılı 93.250 m2 yüzöçümlü taşınmazın ... ve ... ... adlarına tescil edildiği, 22.12.1988 tarihinde kamulaştırma yoluyla Hazineye geçtiği, 2705 ve 2706 parsel sayılı sırasıyla 18.000 m2 ve 7.500 m2 yüzöçümlü taşınmazların zeytinli tarla niteliği ile Hazine adına tescil edildikleri, ... ve ... ... mirasçıları olan davacıların eldeki davayı 07.02.2014 tarihinde açtıkları, davalı Hazinenin süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmaktadır.
4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdürü ya da memurun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulması nedeniyle, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin memuruna rücuu halinde, iç ilişkide etkili olmaktadır. Tapu sicilinin tutulması görevini üstlenen Devlet, bu sicile tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmiş olmaktadır.
Davacıların dayanak tapu kaydının kapsamı ve bu tapu kaydının revizyon görmediğinin kesin olarak belirlenmesi halinde davacıların zararının, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinde yer alan tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur ilkesi uyarınca, tapu kaydının yüzölçümü ve davacıların hisseleriyle sınırlı olarak tazmininin gerektiği kuşkusuzdur.
Ancak, mahkemece, eksik inceleme ile talepten fazlasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki, davacıların dayandığı 11.11.1935 tarih 4 sıra nolu 229.750 m2 yüzölçümlü tapu kaydının kapsadığı alan tapu kaydı uygulaması yapılıp tespit edilmemiş, davacılar vekilinin 04.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile taleplerinin toplam 102.375 m2'ye ilişkin olduğunu bildirmesine rağmen 135.537 m2 için tazminata karar verilerek talepten fazlasına karar verilmiştir. Mahkemece, mahallinde refakate resen alınacak fen bilirkişisi ve mahalli bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak, dayanak 11.11.1935 tarih 4 sıra nolu 229.750 m2 yüzölçümlü tapu kaydının kapsadığı alan kesin olarak belirlenmeli, dayanak tapu kaydının kapsamında kalan ve arazi kadastrosu ile parsel numarası verilen taşınmazlar varsa bu taşınmazlar tespit edilerek kadastro tespit tutanakları, var ise dayanak belgeleri, oluşan tapu kayıtları, hükmen oluşan tapu kaydı var ise dava dosyaları; dayanak tapu kaydının kapsamında olup orman kadastrosunda orman sınırında kalan taşınmaz var ise orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları, oluşan tapu kayıtları, hükmen oluşan tapu kaydı var ise dava dosyaları getirtilip davacıların dayandığı tapu kaydının değerini hangi tarihte yitirdiği tapu kaydı kapsamında kalan her bir parsel için ayrı ayrı ve açıkça tespit edilip, davalı Hazine süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğundan bu husus da tartışılıp, taşınmazların arazi niteliğinde olduğunun tarafların kabulünde olduğu da dikkate alınarak oluşacak sonuca göre davacıların tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve talep aşılarak karar verilmiş olması,Doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.