T.C.

Yargıtay

1. Hukuk Dairesi     

    2017/1724 E.  ,  2017/2386 K.

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın tenkis isteği yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


-KARAR-  


Dava, muris muvazaası nedenine dayalı pay oranında tapu iptal tescil ve tenkis isteğine ilişkindir. 


Davacı; mirasbırakan ...'ın maliki olduğu kat irtifakına tabi 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 no'lu meskenlere isabet eden arsa payının davalı ...'a satış gösterilerek, muvazaalı ve mal kaçırma amacıyla temlik edildiğini, mirasbırakanın başka taşınmazlarını da aynı şekilde davalıya devrettiğini, daha sonra bu taşınmazların davalı ... tarafından diğer davalılara muvazaalı olarak temlik edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescile, olmadığı taktirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...;iyiniyetli olduğunu,diğer davalıları ve aralarındaki ilişkiyi bilmediğini, taşınmazın rayiç bedelini ödeyerek satın aldığını, kendisine gelene kadar taşınmazın 5 el değiştirdiğini, davalı ...; mirasbırakan ...'nün sağlığında mal paylaşımı yaptığını, davacı ...'e de dava dışı 1552 parsel sayılı taşınmazdan 30 dönüm yer bağışladığını, davalı ... ile aralarında akrabalık ilişkisi olmadığını,davalı ...; tarafları tanımadığını ve akrabalık ilişkisinin olmadığını, gecekondusunu satıp dava konusu taşınmazı rayiç bedelini ödeyerek satın aldığını ve bu taşınmazı fiilen kullandığını, iyiniyetli olduğunu,davalı ... vekili 19/11/2013 tarihli duruşmadaki beyanında seçimlik haklarını para olarak kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.


Mahkemece, taşınmazın sonraki malikleri olan davalılar ... yönünden iyiniyetli oldukları gerekçesiyle davanın reddine, davalılar ...yönünden ise satış işlemlerinin muvazaalı olduğu ,taşınmazların 3. şahıslara satılması ve davalı ...'un tercih hakkını paradan yana kullanması gerekçesiyle bu davalılar yönünden tapu iptal tescil isteminin reddine ancak tenkis talebinin davalı ... yönünden kabulü ile 153.564-TL'nin davalı ...'dan tahsiline karar verilmiştir.


Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'ın maliki olduğu çekişme konusu 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 no'lu mesken nitelikli bağımsız bölümlerin satış yolu ile 28/01/1994 tarihinde davalı oğlu ...'a temlik edildiği, daha sonra 1 no'lu bağımsız bölümün davalı ...'a vekaleten dava dışı ... tarafından 06/08/1998 tarihinde davalı ...'e satış yolu ile, davalı ... tarafından satış yolu ile 28/10/1999 tarihinde davalı ...'a devredildiği, yine 2 no'lu bağımsız bölümün davalı ...'a vekaleten dava dışı ... tarafından 05/12/1997 tarihinde satış yolu ile davalı ...'ya, ... tarafından 07/07/1999 tarihinde satış yolu ile davalı ...'e, ... tarafından da 11/10/1999 tarihinde davalı ...'ya satış yolu ile temlik edildiği, mirasbırakanın temlik dışı terekesinde 16 parseldeki 3 no'lu bağımsız bölüm ile 8 parseldeki 3 no'lu bağımsız bölümün yer aldığı, davacının davalı ... ve ... aleyhine açmış olduğu ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/112 esas sayılı dosyasında da 1144,846,671 parsel sayılı taşınmazların tamamı, 569 parsel sayılı taşınmazın ½ payının temlik işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı ... adına olan tapu kayıtlarının davacının payı oranında iptaline karar verildiği , sözkonusu kararın Yargıtay denetiminden geçerek 29/03/2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada da davacının yine murismuvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak çekişme konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tescilini olmadığı taktirde tenkise karar verilmesini istediği, davalı ... vekilinin 19/11/2013 tarihli duruşmadaki beyanında seçimlik hakkını para olarak kullandığını beyan ettiği ve mahkemece davacının tenkis isteğinin davalı ... yönünden kabulüne karar verildiği sabittir.


Bilindiği üzere, mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.


Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. 


Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde, özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken, TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak, önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında, dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa, davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir. 


Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde, tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. 


Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. 


Somut olaya gelince, hükümden sonra kesinleşen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/112 esas 2013/128 karar sayılı dosyasında mirasbırakanın davalı ...'a temlik ettiği 1144,846,671 parsel sayılı taşınmazların tamamı ve 569 parsel sayılı taşınmazın ½ payı yönünden muvazaa nedeniyle tapu iptal tescile karar verildiği, bu durumda davacının, dava konusu edilen taşınmazların haricinde temlik dışı tereke olarak mirasbırakanın terekesinde yer alan 16 parseldeki 3 ve 8 parseldeki 3 no'lu bağımsız bölümler dışında ayrıca 1144,846,671 ve 569 parsel sayılı taşınmazlardan da miras payını aldığı gözetilerek davacının saklı payına tecavüz olup olmadığının saptanarak buna göre bir karar verilmesi gerekirken muvazaa iddiasına dayalı dava sonucu beklenmeksizin eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru değildir.


Kabule göre de; mirasbırakanın tüm terekesindeki taşınmazların değerinin sabit tenkis oranı ile çarpılarak çıkan sonuca göre karar verilmesi de doğru olmadığı gibi tercih hakkının kullanıldığı tarihteki temlike konu taşınmazların değerlerinin sabit tenkis oranıyla çarpılarak bulunacak bedelin tenkise konu bedel olduğunun düşünülmemesi de isabesizdir. 


Davalı ...'ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

1 Kasım 2017 Çarşamba
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.