MALİKİN RIZASIYLA KAMU HİZMETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE KAMUYA TERK EDİLEN BİR TAŞINMAZIN, KAMU YARARI DIŞINDA KONUT ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ MÜLKİYET HAKKINI İHLAL EDER

5. Hukuk Dairesi         2021/590 E.  ,  2021/10488 K.


"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce istinaf isteminin kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı düzeltilmek suretiyle esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:


- K A R A R -


Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.


İlk derece mahkemesince taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı idare vekilince yapılan istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce kabulü ile, imar uygulaması sırasında bedelsiz yola terk edilen ve düzenleme ortaklık payı içerisinde kalan 1439,30 m² kısmın bedelinin verilmemesi gerektiğinden bahisle 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.


Dava konusu İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, ... Köyü eski 1141 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;


Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu 18000,00 metrekare yüzölçümlü eski 1141 parsel sayılı taşınmazda davacılar murisinin 8/30 payı olduğu, 1993 yılında yapılan imar uygulamasıyla pay karşılığı 4800,00 m² alandan 704,00 m²'lik kısmın yola terk edildiği, 86,86 m²'lik kısmın düzenleme ortaklık payı olarak düşüldüğü ve 2174 (855) ada 1, 2175 (856) ada 2 ve 2176 (857) ada 8 parsel sayılı taşınmazların 1/2 paylı olarak davacılar muris ... adına adına tescil edildiği, imar uygulaması sonrası oluşan 2175 (856) ada 2 parsel sayılı 6832,00 m² alanlı taşınmazın 1995 yılında ifraz ve terk işlemine tabi tutulduğu, tapuda davacılar murisi ile birlikte dava dışı şirket tarafından 1439,30 m²'lik kısmın bedelsiz yola terk, 3066,60 m² kısmın ise kültürel tesis alanı olarak Bağcılar Belediye Başkanlığına bağışlandığı, kalan kısmın 2332,10 m² alanlı 2175 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payı muris ... adına tescil edildiği, daha sonra da yol fazlalıkları ile tevhid edilerek 2175 ada 15 parsel olarak 3053,18 m² yüzölçümlü taşınmazda kat irtifakı tesis edildiği, kültürel tesis alanı olarak bağışlanan kısmın imar planında pazar alanı ve yer altı otoparkı olarak ayrıldığı ve fiilen de bu şekilde kullanıldığı anlaşılmıştır.


1) Her ne kadar, kültürel tesis alanı olarak bağışlanan ve ... adına kayıtlı bulanan 2214 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında pazar alanı ve yeraltı otoparkı olarak ayrıldığı ve fiilen de bu şekilde kullanıldığından 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 295/3. maddesi gereğince hibe amacına uygun kullanılmadığından bahisle bedeline hükmedilmiş ise de; dosya içindeki bilgi ve belgelerden bağışın şartlı yapılmadığı, yapı ruhsatı alabilmek için plan şartı gereği kamuya terk edilmeksizin yapı ruhsatı verilemeyeceğinden, insaat istikamet rölevesinde ve imar planında tadilen kültürel tesis alanı olarak ayrılan kısmın hibe edildiği, imar planının davacılarca iptali yoluna gidilmediği halen de imar planındaki konumunun kamuya özgülenmiş olduğu göz önüne alındığında Borçlar Kanunu'nun 295/3 ve 297. maddelerinin uygulama yeri olmadığı gibi, Kamulaştırma Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca imar düzenlemesi sırasında malikinin muvafakatı ile yol, yeşil alan ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alan için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve karşılığı da istenemez.


Bu durumda, halen imar planında pazar alanı ve yeraltı otoparkı olarak ayrılan ve fiilen de bu şekilde kullanılan dava konusu taşınmaz için eski maliklerince mülkiyet iddiasında bulunmaları imkanı bulunmadığından 3066,66 m² karşılığı bedel yönünden davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi,


2) 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18/6. maddesi uyarınca, bir parselden birden fazla düzenleme ortaklık payı alınamaz hükmü ve Kamulaştırma Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca 1993 yılında Belediyece yapılan imar uygulamasında davacılar murisini payından 704 metrekare bedelsiz terk olarak alındığı halde ikinci kez kesilen 86,86 metrekare düzenleme ortaklık payı karşılığına hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,


3) Davacılar murisi tarafından 1995 yılında toplam 1439,30 metrekarede 1/2 payı karşılığının bedelsiz yola terk edilmiş ise de; 24.08.2006 yılında alınan Belediye Encümeni kararı gereği 627,33 m², yine 02.01.2008 tarihli Belediye Encümeni kararı ile 93,75 m² yol fazlalıkları Belediye tarafında yoldan ihdas edilerek davacılar murisinin de paydaş olduğu 2175 ada 13 parsel ile sonrasında 2175 ada 15 parsel sayılı taşınmaza ile tevhid edilerek yüzölçümü 3053,18 m² olarak tapuya tescil edildiği dosya içeriğiyle anlaşılmıştır.


2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca malikin rızasıyla kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere kamuya terk edilen taşınmazın kamu yararı dışında konut alanına dönüştürülmesi nedeniyle, Anayasa Mahkemesi'nin 09.03.2017 ve 2014/11994 başvuru nolu kararı da gözönüne alındığında davacıların Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğinin kabulu ile muris ...'ın bedelsiz olarak yola terk ettiği kısımların sonrasında yoldan ihdas edilerek Belediyece satışı yapılan yerlerde kalıp kalmadığı fen bilirkişi marifetiyle keşif yapılmak suretiyle tespit edilerek; bedelsiz terk edilen kısımlar içinde kaldığının tespiti halinde bu kısımlardaki davacılar murisinin payı karşılığına hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile 1439,30 m² kısımda davacılar payı karşılığına hükmedilmemesi Doğru görülmemiştir.


Taraf vekillerinin temiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 28/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

  

 

 

5. Hukuk Dairesi         2018/6165 E.  ,  2019/21018 K.

"İçtihat Metni"

 


MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davacı malikin muvafakati ile bedelsiz olarak terk edilen taşınmazın şartın gerçekleşmemesi nedeniyle tapusunun iptali ile davacı adına tescili, bu mümkün olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Davanın reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair karar ile birlikte İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince 2013/491-2017/10 sayılı kararının duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 19/12/2019 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek, dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.


- K A R A R -


Dava, davacı malikin muvafakati ile bedelsiz olarak terk edilen taşınmazın şartın gerçekleşmemesi nedeniyle tapusunun iptali ile davacı adına tescili, bu mümkün olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.


İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.


Aşağıda açıklanan gerekçelerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/491 E. 2017/10K. sayılı kararının incelenmesinde,

 

Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde,

 

davacının, paydaşı olduğu 98.595 m2 alanlı, 247 ada 16 parsel sayılı taşınmazın hazırladıkları özel parselasyon planı uyarınca ifraz edilmesi amacıyla Bornova Belediye Başkanlığına başvuruda bulunduğu, Bornova Belediye Başkanlığının 13.01.1978 tarih ve 4/124 sayılı kararı ile "yol,yeşil alan ve meydanları belediyemiz adına bedelsiz terk etmeleri ve yol olarak ayrılan kısımlardaki alt yapı hizmetlerini de kendilerinin yapmak şartı ile" planın kabulüne, plan ve ifraz beyannamesine uygun olarak ifrazına karar verilmiş, Tapu Müdürlüğünde 29.03.1978 tarih ve 1840 yevmiye numaralı işlemi ile toplam 31.158 m2'lik kısım bedelsiz olarak terk edilerek 247 ada 117 ila170, 642 ada 1 ila 5, 643 ada 1 ila 8, 644 ada 1 ila 3, 645 ada 1 ila 4, 646 ada 1 ila 4, 647 ada 1 ila 3, 648 ada 1 ila 9, 649 ada 1 ila 4, 650 ada 1 ila 6, 651 ada 1 ila 6, 652 ada 1 ila 6, 653 ada 1 ila 8, 654 ada 1 ila 6, 655 ada 1 ila 6, 656 ada 1 ila 6, 657 ada 1 parsel sayılı taşınmazların özel parselasyon sonucu oluştuğu anlaşılmıştır.


Mahkemece yapılan keşif sonrası sunulan bilirkişi raporunda özel parselasyon sonucu yola terk edilen yer ile hali hazır krokiler çakıştırılmış, yol ve yeşil alana terk edilen kısımların bazılarının ihdas edilerek, 3. kişilere satıldığı, bazılarının ise 3. kişiler tarafından el atılarak kullanıldığı tespit edilmiştir.


Bu itibarla; davacının yol ve yeşil alana terk ettiği alanların, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile çakıştırılarak, imar planındaki tahsis amaçları ilgili Belediye Başkanlığından sorulup; bedelsiz terk edilen kısımların kamuya özgülenme amacı dışında kullanılıp kullanılmadığı tespit edilerek;


Anayasa Mahkemesinin 9/3/2017 tarih ve 2014/11994 başvuru nolu kararı ile, "....Belediyenin konut alanına dönüştürdüğü taşınmazdan ekonomik çıkar sağlamasıyla elde edilecek kamu yararı, taşınmazın malike iade edilmemesi nedeniyle malikin yüklendiği külfete kıyasen çok hafif kalmaktadır. Diğer bir deyişle konut alanına dönüştürülen taşınmazın eski malikine iade edilmeyerek belediyenin özel mülkü haline getirilmesi kamu menfaatlerinin gözetilmesindeki yarar ile bireyin mülkiyet hakkının korunmasındaki yarar arasında kurulması gereken makul dengenin malik aleyhine orantısız bir biçimde zedelenmesine yol açmaktadır. Bu durumda başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olduğundan söz edilemeyeceğinden Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine" karar verildiği gözetilerek;


2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 35. maddesi uyarınca malikin rızasıyla kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere kamuya terk edilen taşınmazın kamu yararı dışındaki amaçlarla kullanıldığının tespiti halinde, davacının Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğinin kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.

 

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/491 E. 2017/10 K. sayılı hükmünün HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

29 Ocak 2023 Pazar
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.