17. Hukuk Dairesi 2016/2630 E. , 2019/1860 K.

 

"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar ... Müt. Taş. Tic. Ltd. Şti., ... ve ... Nak. Tic. San. A.Ş. Vekili tarafından talep edilmiş, davacı vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.02.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:


-K A R A R-


Asıl davada davacı vekili, 19.01.2011 tarihinde davacının yolcu olduğu davalı ...nezdinde zorunlu ferdi kaza koltuk sigorta poliçeli davalı ... Tic. Ltd. Şti.'ye ait araç ile diğer davalıların sürücü, işleten ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı çift taraflı kazada davacının yaralandığını belirterek şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tüm davalılardan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Birleşen davada davacı vekili, aynı olay nedeni ile 70.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tüm davalılardan tahsilini istemiştir.


Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.


Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, maddi tazminat yönünden davanın ...tarafından davacıya ödenen tazminat nedeniyle anlaşma olduğundan, diğer davalılar yönünden davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, birleşen Ceyhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/51 Esas 2015/200 Karar sayılı dosyası yönünden 7.000,00 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle manevi tazminatın birleşen dosyadaki davalılardan ..., ...ve ... Mütahitlik Taşımacılık Tic. Ltd. Şti'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalılar ... ve ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.


1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılar ... ve ...vekilinin vekalet ücretine dair temyiz itirazlarının kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi, birleşen dava ise manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.

 

Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacı için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.


3-Yerel mahkeme, Kaza Ferdi Koltuk Sigortası Poliçesi yapan davalı ...tarafından bir kısım ödeme yapılmasının ve bu davalı ile davacı arasında anlaşma sağlanmasının diğer davalıların da yükümlülüklerini ortadan kaldıracağını ve bu suretle maddi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığını belirtmiştir.


Bu durumda, bu sigorta türününün diğer sigorta türleriyle karşılaştırılması, özellikleri, sigorta ettirilen çıkarlar (sağladığı yararlar), ödenecek tazminat miktarı yönünden aralarındaki farkların üzerinde durulması ve bu yönde değerlendirme yapılarak sonuca ulaşılması gerekmektedir.


Taşımacıların yaptırmak zorunda oldukları Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası (kısaca Koltuk Sigortası) ile Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk ve Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortaları (kısaca Sorumluluk Sigortaları) arasındaki farklar şöyledir:


a-Koltuk Sigortası, doğrudan sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına oluşturulan bir kaza sigortası iken, Sorumluluk Sigortaları sigorta ettiren (taşımacı, işleten) yararına ve onların hukuki sorumluluklarını sigortacının üzerine almasına yönelik birer sorumluluk sigortası türüdür.


b-Koltuk sigortasında, yalnız trafik kazaları için değil, yolculuk süresi içerisinde mola ve duraklamalar dahil "her türlü kazalara karşı" yolculara ve taşıma görevlilerine güvence sağlanmış iken, Sorumluluk sigortalarından Trafik Sigortasında yalnızca trafik kazalarından zarar gören üçüncü kişiler korunmuştur. Taşıma Sigortasında, Koltuk Sigortasında olduğu gibi "her türlü kazalara karşı" güvence sağlanmış ise de, bundan yararlanabilecek olanlar yalnız "yolcular" olup, personele bu hak tanınmamıştır.


c-Koltuk Sigortasında taşımacının, sürücünün ve yardımcıların bir kusurları bulunmasa bile, sigorta poliçesindeki güvence tutarı zarar görenlere ödenir. Buna karşılık, sorumluluk sigortalarında sürücü kusursuz ise, sigorta tazminatı ödenmez.


d-Zorunlu Koltuk Sigortasında zarar gören yolcular ve görevliler (yaşı, mesleği, kazancı ne olursa olsun) bir zarara uğramışlarsa bir "kişisel kaza" ve "can" sigortası olarak bu sigorta türünden yararlanabilmekte iken, Sorumluluk sigortalarında, zarar gören kişilerin sigortadan tazminat alabilmeleri için, malvarlıklarında bir azalma olması, kazanç kaybına uğramış bulunmaları veya herhangi bir şekilde yardımdan ve destekten yoksun kalmaları gerekmektedir. Çünkü bunlar birer "mal" sigortası türüdür.


e-Sorumluluk Sigortaları birer "zarar sigortası" iken, Koltuk Sigortası bir "meblâğ sigortası"dır.Koltuk Sigortasını yapan sigortacının ödeyeceği tutar, sigorta poliçesinde yazılı "sigorta bedeli"dir.Zarar sigortalarında ise, sigortacının ödeyeceği tutar, sigorta poliçesinde yazılı tutar (sigorta bedeli) değil, sigortalıların veya üçüncü kişilerin uğradıkları "zarar tutarı"dır.



f-Koltuk Sigortasında, yolcu veya görevli ölmüşse, bir tutar "meblâğ sigortası" olarak sigorta bedelinin tamamı, herhangi bir indirim söz konusu olmaksızın eksiksiz haksahiplerine (mirasçılara) miras payları oranında ödenir. Bir hesaplama (destek tazminatı hesabı) yapılmaz ve mirasçı olmayan destekten yoksun kalanlar Koltuk Sigortasından yararlanamazlar. Buna karşılık, sorumluluk sigortalarından tazminat alabilmek için, destekten yoksun kalındığı ve maddi zarara uğranıldığı kanıtlanmalıdır. Ayrıca sorumluluk sigortaları birer "meblâğ sigortası" değil "zarar sigortası" oldukları için, destekten yoksun kaldıklarını kanıtlayanlar, sigorta bedelinin tamamını değil, yalnızca hesaplanan zarar tutarını alabilirler. Bunun için de bir "destekten yoksun kalma" hesabı yapılması gerekir. Mirasçıların ayrıca destekten yoksunlukları söz konusu değilse, bunlar sorumluluk sigortalarından tazminat alamazlar.


g-Koltuk Sigortasından yararlanan yolcu veya görevli, kazanın oluşunda kusuru bulunan üçüncü kişilere ve sorumluluk sigortalarını yapan sigortacılara karşı dava açarlarsa, bu davada hesaplanacak tazminat tutarlarından, Koltuk Sigortasından yapılan ödemeler indirilmez. Kısaca söylemek gerekirse, Koltuk Sigortasından yapılan ödemeler (tedavi giderleri dışında), üçüncü kişilere karşı açılan davalarda tazminattan indirilmez. Buna karşılık sorumluluk sigortalarından alınan paralar, açılan bir davada indirim nedenidir. Çünkü, sorumluluk sigortalarında, sigortacı, sigorta ettirenlerin (taşımacının, işletenin) hukuki sorumluluklarını üzerine almıştır. Bu nedenle, sigorta poliçesindeki üst sınıra kadar yapılan ödemeler, sigorta ettirenlerin adına ve hesabına yapıldığından,açılan bir davada hesaplanan tazminat tutarından indirilir.


4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümlerine göre, taşımacının sorumluluktan kurtulabildiği durumlarda, onun yolculara karşı sorumluluğunu üstlenmiş olan sigortacı da sorumluluktan kurtulmuş olacaktır.


İki sigorta türünü birbirinden ayıran önemli özelliklerden biri, Zorunlu Koltuk Sigortasında, taşımacı ile sürücü ve yardımcılarının "bir kusurları bulunmasa bile" zarar gören yolculara gereken ödemenin yapılmasıdır. Çünkü bu sigorta türünde, taşımacının sorumluluğu üstlenilmemekte, doğrudan yolcular ve görevliler için kazaya karşı bir güvence (teminat) sağlanmış bulunmaktadır. Buna karşılık sorumluluk sigortalarında (Trafik Sigortasında ve Taşımacılık Sigortasında), sigortacı, sigorta ettirenin (taşımacının-işletenin) hukuki sorumluluğunu üstlenmiş bulunduğundan, sürücü kusursuz ise, sigortacı tazminat ödemez. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında dava konusu edilen somut olaya bakıldığında; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu aracın davalı ...nezdinde koltuk sigorta poliçesi yapılmış olup davacıya ödeme yapan davalı ...dir. Kaza Ferdi Koltuk Sigortası ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası birbirinden farklı olup, Kaza Ferdi Koltuk Sigortasından yapılan ödemeler Zorunlu Mali Sorumluk Sigortasının sorumluluğunu ortadan kaldırmadığından davacı tarafın davalı ...den aldığı ödeme nedeni ile 02.05.2014 tarihli ibraname-feragat başlıklı belgedeki feragatin tüm davalılara sirayet ettirilmesi doğru olmamış ve bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.


4-2918 sayılı KTK'nın hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa'nın 3. maddesinde, "işleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.


Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması şarttır.


Somut olayda, kazaya karışan servis aracı davalı ... Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olup bu davalı tarafından 03.02.2010 tarihli 1 yıllık kira sözleşmesi ile dava dışı Özyüce Taşımacılıka kiraya verilmiş ve bu firma da servis aracı olarak dava dışı ...'a kiralamış olup bunu gösteren kira sözleşmesi dosyaya sunulmuştur. Uzun süreli araç kira sözleşmesinin akdedilmesi nedeniyle ... Müteahhitlik Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. işletenlik sıfatı sona ermiş olup aleyhine açılan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.


5-Bozma neden ve şekline göre, davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair, davalılar ... ve ...vekilinin vekalet ücretine dair, davacı vekilinin vekalet ücreti ve harca dair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ...vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair, davalılar ... ve ...vekilinin vekalet ücretine dair, davacı vekilinin vekalet ücreti ve harca dair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ..., ... Nak. Tic. San. A.Ş, ... Müteahhitlik Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ..., ... Nak. Tic. San. A.Ş, ... Müteahhitlik Taşımacılık Tic. Ltd. Şti.'ne geri verilmesine, 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

18 Mayıs 2020 Pazartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.