3. Hukuk Dairesi

2020/2392 E. , 2020/3811 K.

 

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasında davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiş, bu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi neticesinde bölge adliye mahkemesince 25/02/2020 tarihli ek kararla HMK'nın 366. ve 346. maddesi uyarınca kararın kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş; bu defa ek kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

 

1-) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.


6763 sayılı yasa ile 6100 sayılı HMK'na eklenen geçici 1. madde uyarınca, aynı Kanunun 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2019 tarihinden itibaren 58.800,00 TL'ye çıkartılmıştır.


Kesin olmayan bir karara ilişkin olarak mahkemece kararın kesin olduğunun yazılması ve bu kararın temyizine ilişkin dilekçenin, kararın kesin olduğundan bahisle reddedilmesi yok hükmünde olup, hukuki sonuç doğurmaz.


Somut olayda, davacı dava dilekçesinde davanın kısmi dava olduğunu da belirttiğine göre, kararın kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen 25/02/2020 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve davacının asıl karara yönelik temyiz isteminin incelenmesine karar verilmiştir.
Davacının asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;


Davacı, davalı kiraya verene ait taşınmazın 02/08/2013 tarihli protokol ve 14/08/2013 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralandığını, kiralananın kafe olarak kullanılmasının kararlaştırıldığını, kira parasının yıllık peşin olarak ödendiğini, mecurun sözleşmeye uygun kullanılması için tadilat yapıldığı esnada binanın ana yapısı itibariyle kullanıma elverişli olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle kiralananın 06/03/2015 tarihinde anahtarının Notere teslimi ile tahliye edildiğini, kiralanana 392.663,16 TL masraf yapıldığını belirterek şimdilik 25.000,00 TL fazla ödenen kira bedeli ile 5.000,00 TL yapılan masraf bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.


Davalı, davacıya kiralanan taşınmazın kafe olarak dizayn edilmiş olduğunu, bu nedenle sözleşmeye uygun kullanılmasının mümkün olduğunu, davacının yeni kira dönemi başladıktan 7 ay sonra ihtar çektiğini, ayıbın 1 yıl geçtikten sonra anlaşılmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, odaların birleştirilmiş vaziyette teslim edildiğini, nitekim bir önceki kiracının da kiralananı zaten bu şekilde kullandığını, davacının ödediği kiraları isteme hakkının bulunmadığını, kiralanana yapıldığı iddia edilen masrafların istenemeyeceği belirterek davanın reddini dilemiştir.


İlk derece mahkemesince; davacının fazla ödenen 25.000 TL kira bedelinin iadesi talebinin reddine, faydalı tadilat bedeline ilişkin olarak ise bilirkişi tespit raporunda belirtilen KDV dahil 94.400 TL tadilat bedelini isteme hakkı olmakla birlikte taleple bağlı kalınarak 5.000 TL faydalı masraf bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.


İlk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.


Bölge Adliye Mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ve faydalı masrafa ilişkin talebin de reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.


2-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.


3-) Taraflar arasında 14/08/2013 başlangıç tarihli, 5 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı ve kiralananın kira süresi bitiminden önce tahliye edildiği hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin özel şartlar 11. maddesinde, dekorasyon harcamalarının kiracıya ait olacağı, kiracının kendi yaptığı ilave ve dekorasyonların bir kısmını veya tamamını söküp alabileceği ve söküp almadıkları için kiraya verenden bedel talep edemeyeceği kararlaştırılmıştır.


İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının yaptığı imalâtlardan hangilerinin faydalı ve zorunlu masraflar olduğu hususuna değinilmediği gibi söküp götürülebilecek imalâtların tespiti de yapılmamıştır.


Kira sözleşmesi süresi 5 yıl olup davacı kiracı süre sona ermeden kiralananı 12/03/2015 tarihinde tahliye etmiştir. Buna göre, davacı kiracı tarafından sökülüp götürülebilecek imalâtların sözleşme hükümleri uyarınca istenemeyeceği nazara alınarak sökülemeyen imalâtların zorunlu ve faydalı masraf niteliğinde olup olmadığının saptanarak, zorunlu ve faydalı masraf olduğunun belirlenmesi halinde imalât tarihi itibariyle yıpranma payı düşülmüş bedellerinin tahliye tarihinden kalan kira süresi ile orantılı olarak tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının 25/02/2020 tarihli ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile EK KARARIN KALDIRILMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun 371. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

10 Ağustos 2020 Pazartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.