4. Hukuk Dairesi         2021/10734 E.  ,  2022/7228 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 2019/İHK-11622 sayılı kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı (başvuran) vekili; davacının 28/12/2018 günü geçirdiği maddi hasarlı trafik kazasında aracında hasar meydana geldiğini, aracın davalı ... şirketine genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, usulüne uygun başvuruya rağmen sigorta şirketinin alkollü araç kullandığı iddiasıyla ödeme yapmadığını belirterek 51.300,00 TL tazminatın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, sigorta şirketine usulüne uygun olarak başvuru yapılmadığını belirterek başvurunun usulden ve esasyan reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre davacının kaza anında 0,55 promil alkollü olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş, davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince, itirazın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan araçta meydana gelen hasar bedelinin sigorta şirketinden tahsili talepli alacak davasıdır.
2918 Sayılı KTK madde 48 - (Değişik : 24/5/2013 - 6487/19 md.)'de; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu belirtilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1 maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullanığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0,50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.5.5 maddesinde; ayrıca Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5. maddesinde, taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinin dayanağını teşkil eden KTK'nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0,50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir. O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK hükümleri gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Somut olayda; davacının alkol ölçümü hemen kaza anında değil hastane ortamında yapılmış ve 0,41 promil olarak tespit edilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonunca doktor bilirkişiden alınan raporda ise terditli bir hesaplama ile kaza anındaki alkol oranının 0,51 ya da 0,60 promil olabileceği yönünde görüş belirtilmiş, ancak bu orandaki alkol alımının davacının araç kullanma ehliyetine olan etkisi değerlendirilmemiştir. Sigorta tahkim komisyonunca kazanın münhasıran alkol etkisi ile oluşup oluşmadığına ilişkin uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, kazanın meydana gelmesinde başka etken hususun olup olmadığı münhasıran alkol etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediği konularında Adli Tıp Kurumu, ihtisas kurulundan içinde nörolog bulunan bilirkişi kurulundan dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı ve önceki bilirkişi raporları da incelenerek kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği, alkol dışındaki başka etkenlerin de rol oynayıp oynamadığı hususlarında tereddüte yer vermeyecek, ayrıntılı, gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, itiraz hakem heyeti kararının bozulması gerekmiştir.
Mahkeme karar başlığında tarafların açıkça yazılması gerekirken, talep edenin "Sigorta Tahkim Komisyonu", karşı tarafın "hasımsız" olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

25 Temmuz 2023 Salı
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.