17. Hukuk Dairesi 2016/14190 E. , 2019/4215 K.

 

"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş, davacılar vekilince cevap dilekçesiyle duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.04.2019 Çarşamba günü davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av.... geldiler.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

-K A R A R-

 

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi Emine Karaboğa'nın içinde yolcu olarak bulunduğu araçta gerçekleşen tek taraflı kazada ....'nın vefat ettiğini, araç için zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırılmadığından davalı ...'nın sorumlu olduğunu ileri sürerek 100.000,00 TL maktu tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.


Davalı vekili, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacılar rücu borçluları olduğundan tazminat yükümlülükleri bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.


Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; rizikonun gerçekleşmesinden itibaren yasada öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığı, ferdi kaza sigortaları bakımından ceza zamanaşımı süresinin söz konusu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, hükmüne uyulan Dairemizin ilamında: "..kazanın 03.08.2008 tarihinde meydana geldiği, davanın 15.03.2011 tarihinde açıldığı, kazada beş kişinin ölmüş olmasına göre, cezayı gerektiren fiilin 5237 Sayılı TCK'nun 66/d maddesine göre 15 yıllık ceza zamanaşımı süresine tabi olması ve davanın bu süre içerisinde açılmış olmasına göre, mahkemece işin esasına girilmesi..." gereğine değinilmiş, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile, davacılar için ayrı ayrı 25.000,00'er TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.


1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, minibüsün yetki belgesi bulunmadığı ve istiap haddinin aşıldığı yönündeki savunmanın zarar gören yolcuya karşı değil işletene karşı ileri sürülmesinin mümkün bulunmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.


2-Dava, zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.


Davalı sigorta şirketine sigortalı aracın hususi minübüs olmasına göre, avans faizi yürütülemeyeceğinden, yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden hükmün, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi gereğince düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 1. bendinde yer alan "avans faizi" ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine "yasal faiz" ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'na geri verilmesine 08/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

19 Mayıs 2020 Salı
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.