"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay'ca incelenmesi davacı (temlik alanlar) vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi'nce HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı (temlik alanlar) vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; 887.491,00 metrekare yüzölçümlü kök 184 ada, 7 parsel sayılı taşınmazın 26.09.1958 tarihinde kadastro tespiti ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiği taşınmaza yapılan imar uygulamaları ve ifrazla ile oluşan ve 98518 metrekare yüzölçümlü dava konusu 184 ada, 45 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiği, davacı ve temlik alanların asli müdahil olduğu, 1981 yılında yapılan 1744 sayılı Kanun'un 2B uygulamasına itiraz istemli Beykoz Kadastro Mahkemesi'nin 1989/11 E. -2016/2 K. sayılı Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi denetiminden geçen kararında; davacıların dayandıkları tapu ile taşınmazın kendi adlarına tescilinin mümkün olmadığından bahisle davalarının reddedildiği, Karayoları Genel Müdürlüğü'nce dava konusu taşınmaza kısmen yol olarak el atıldığı anlaşılmıştır.
Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı dava hakkını kullanmak isteyen gerçek ya da tüzel kişilerin, taşınmaza tapu ile malik olması ya da tapu kaydı ile arasında hukuki ilişki bulunduğunu ispatlaması gerekir. Davacıların dayandıkları tapu revizyon görmediği gibi kesinleşmiş mahkeme kararı ile tapuları hukuki kıymetini yitirdiğinden gerek davacılar gerek temlik alanlar yönünden kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat istemli dava dinlenemez. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin verdiği karar karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı (temlik alanlar) vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.