21. Hukuk Dairesi

2019/4074 E. , 2020/494 K.

 


MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi

 

K A R A R


A) Davacı İstemi;


Davacılar dava dilekçesi ve ıslahla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eş için 65.571,25 TL Maddi, 150.000,00 TL Manevi, çocuk ... için, 8.844,85 TL maddi, 125.000,00 TL manevi, çocuk ... için 10.234,48 TL maddi, 125.000,00 TL manevi, çocuk ... için 17.745,17 TL Maddi, 125.000,00 TL manevi, anne ve baba için 50.000,00'er TL manevi, kardeşler için 25.000,00'er TL manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.


Davalı Cevabı;


Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.


C) İlk Derece Mahkemesi Kararı:


İlk derece mahkemesince çocukların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, eş lehine 49.071,25 TL maddi, 65.000,00 TL manevi, çocuklar lehine 40.000,00'er TL manevi, anne ve baba lehine 20.000,00'er TL manevi, kardeşler lehine 7.500,00'er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.


D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:


İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce tarafların istinaf başvurularının HMK'nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.


E) Temyiz Nedenleri:


Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle kusur oranlarının hatalı tespit edildiğini, süreklilik arazeden fazla çalışma ücretinin maddi zarar hesabında dikkate alınması gerektiğini, davacı eşin evlenme ihtimali olmamasına karşın %1 oranında evlenme ihtimali indirimi yapılmasının doğru olmadığını, davacılar lehine hüküm altına alınan manevi tazminatların az olduğunu,


Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacıların maddi zararlarının Kurum ödemeleri ile karşılandığını, ileri sürdükleri zamanaşımı definin değerlendirilmediğini, maddi zarar hesabında pasif dönemin dikkate alınmaması gerektiğini, hesap raporunda uygulanan %10 artırımın hatalı olduğunu, eşin evlenme ihtimalinin hatalı tespit edildiğini, kazanın meydana gelişinde davacılar murisinin tam kusurlu olduğunu, hüküm altına alınan manevi tazminatların fazla olduğunu,
Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, davacıların maddi zararlarının Kurum ödemeleri ile karşılandığını, ileri sürdükleri zamanaşımı definin değerlendirilmediğini, maddi zarar hesabında pasif dönemin dikkate alınmaması gerektiğini, hesap raporunda uygulanan %10 artırımın hatalı olduğunu, eşin evlenme ihtimalinin hatalı tespit edildiğini, kazanın meydana gelişinde davacılar murisinin tam kusurlu olduğunu, hüküm altına alınan manevi tazminatların fazla olduğunu ileri sürmüştür.


F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:


1-Davacılar Anne, Baba ve Kardeşlerin Manevi Tazminat İstemlerine İlişkin Hükümler Yönünden


Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.


Davacıların dava dilekçesi ve ıslahla eş için 65.571,25 TL Maddi, 150.000,00 TL Manevi, çocuk ... için, 8.844,85 TL maddi, 125.000,00 TL manevi, çocuk ... için 10.234,48 TL maddi, 125.000,00 TL manevi, çocuk ... için 17.745,17 TL Maddi, 125.000,00 TL manevi, anne ve baba için 50.000,00'er TL manevi, kardeşler için 25.000,00'er TL manevi tazminat talebinde bulundukları, ilk derece mahkemesince, davacı çocukların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, eş lehine 49.071,25 TL maddi, 65.000,00 TL manevi, çocuklar lehine 40.000,00'er TL manevi, anne ve baba lehine 20.000,00'er TL manevi, kardeşler lehine 7.500,00'er TL manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, ilk derece mahkemesinin bu kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce verilen 07/05/2018 tarihli kararda istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, bu karara karşı yine taraflarca temyiz kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.


Bölge Adliye Mahkemesince 01/01/2018 tarihinden sonra verilen kararlar için kesinlik sınırı 47.530,00 TL'dir.


Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Dosya kapsamından, davacılar anne, baba ve kardeşlerin manevi tazminat istemlerine ilişkin hükümlerin temyiz eden taraflar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'nin karar tarihi itibariyle ayrı ayrı 47.530,00 TL'lik temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır.
O halde, davacılar anne, baba ve kardeşlerin manevi tazminat istemleri hakkındaki hükümlerin temyizi mümkün olmadığından, temyiz eden tarafların açıklanan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının 6100 sayılı H.M.K.'nun 362/1-a ve (2) maddeleri uyarınca ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
3-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.


Dosya kapsamından davacılar murisinin vefatı ile sonuçlanan iş kazasının meydana gelişinde müteveffa sigortalının %50, davalı ...'ın %30, davalı ...'ın dava dışı idari müdürü ...'ın %10, davalı ...'ın %10 oranında kusurlu oldukları, ücret bordrolarına göre sigortalıya kaza tarihi olan 2014 yılında her ay fazla çalışma ücreti ödendiği, davacılar vekilinin 08/05/2017 tarihli dilekçesi ile 19/04/2017 tarihli kök hesap raporunu Kurum ödemelerinin tenzili yönündeki görüş dışında açıkça kabul ettiği anlaşılmaktadır.


Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının veya ölümü halinde yakınlarının maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücret işçinin olay tarihinde almakta olduğu ücreti yanında ikramiye, yemek yardımı, kira yardımı gibi sosyal yardımları da içeren ücrettir. Yine süreklilik arz eden ödemelerin ücrete dahil edilerek hesaplama yapılması gerekir. Bunun yanında hak sahibi eşlerin maddi zararlarının belirlenmesinde hesap tarihi itibariyle eşin yaşı ve çocuk sayısı da dikkate alınarak evlenme ihtimali göz önüne alınmalı ve belirli oranlarda hesaplanan maddi zarardan indirim yapılmalıdır.


Öte yandan usuli kazanılmış hak davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.


Somut olayda, müteveffa sigortalıya ait ücret bordrolarına göre fazla çalışma ücretlerinin süreklilik arzettiği açık olmasına karşın bu hususu dikkate almayan hesaplama ihtimaline göre karar verilmesi hatalı olduğu gibi, davacı eşin yaşı ve çocuk sayısı dikkate alındığında hesaplanan zarardan yeniden evlenme ihtimali adı altında indirim yapılması da isabetsiz olmuştur.


Mahkemece yapılacak iş, usuli kazanılmış hak ilkesi gereğince 19/04/2017 tarihli kök hesap raporunda belirlenen maddi zarar tutarlarından, Kurum tarafından davacılar eş ve çocuklara iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin rücuya tabi kısımlarını tenzil ederek oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.


Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılara yükletilmesine, 04/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

8 Nisan 2020 Çarşamba
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.