8. Hukuk Dairesi         2014/1565 E.  ,  2014/19592 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2013/948-2013/1075

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Borçlu M.. H.. vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, takibe konu ilam, tapu iptali ve tescil davasına, dolayısıyla gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğini, ilamın fer'ileri durumunda olan ve mevcut takibe konu edilen vekalet ücreti ile yargılama giderinin de ilam kesinleşmeden takibe konulamayacağını belirtmiş, ayrıca vekalet ücreti ve yargılama giderine karar tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, takip konusu ilamın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından onandığı ve bu tarih itibarıyla kesinleştiği, takibin de ilam kesinleştikten sonra yapıldığı gerekçesi ve resen yapılan faiz hesabı sonucunda faize yönelik şikayetin kabulüne icra emrinin düzeltilmesine karar verilmiş; karar, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.


6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi gereğince uygulanması gereken HUMK'nun 443/4. maddesi (HMK'nun 367/2. maddesi) gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nevi davalar sonunda hüküm altına alınan yargılama giderleri ve vekalet ücreti gibi ilamın eklentilerine ilişkin bölümler de karar kesinleşmeden infaz edilemez. Kesinleşmeden icraya konulamayacak olan ilamların takip tarihinde kesinleşmiş olması gerekir. Takip tarihinde kesinleşmediği halde icraya konulmuş olan bir ilam, takip sırasında kesinleşse bile şikayet üzerine ilamlı takip iptal edilir.


Somut olayda takip dayanağı ilam, gayrimenkulün aynına ilişkin olup kesinleşmeden icraya konulamaz. Ayrıca bu ilam, karar düzeltme aşamasından geçtikten sonra kesinleşecektir. Takip dayanağı tapu iptali ve tescil ilamının karar düzeltme aşamasında takibe konulduğu taraf beyanlarından da anlaşıldığına göre, yukarıda belirtilen nedenlerle şikayetin bu yönden kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.


Kabule göre de; kural olarak, ilamda faize hükmedilmemişse, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebilir ise de infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gereken ilamlarda ancak ilamın infaz edilebilir hale geldiği, kararın kesinleştiği tarihten itibaren faiz istenebilir. (İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 24.11.1995 tarih, 1994/2 Esas, 1995/2 Karar sayılı kararı). Bu husus gözardı edilerek, karar düzeltme yoluna başvurulduğu halde, ilamın onanması tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru değildir.


SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

24 Aralık 2019 Salı
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.