Yargıtay 13. Hukuk Dairesi  

 

2016/29362 E.  ,  2018/10672 K.


"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar ...Sağ. Hiz. Tic. Ltd. Şti. Ve diğerleri vekili avukat ... ile davacı vekili avukat ...'nin gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


KARAR

Davacı, özel bir tekstil atölyesinde makineci olarak çalışmakta olduğunu, İstanbula nişanlanmak için geldiğini, gelmişken davalı şirket tarafından işletilen hastaneye kulağındaki aralıklı akıntı, işitme azlığı ve çınlamaya ilişkin rahatsızlığının tedavi edilmesi amacıyla başvurduğunu, muayene olduğunu, davalı doktor tarafından acil olarak ameliyat olması yönündeki teşhisi doğrultusunda 13/08/2010 tarihinde davalı şirket tarafından işletilen Özel ... hastanesinde ameliyat edildiğini, şifa ile taburcu edildiğine dair rapor düzenlenerek hastaneden çıkışının yapıldığını, 20 günlük istirahat verildiğini, ameliyattan sonra 2 hafta boyunca sürekli mide bulantıları ve baş dönmeleri yaşadığını, yüz felci geçirdiğini, ameliyat edilen kulağın bulunduğu taraftaki sağ göz kapağının kapanmadığını, gözünün bulanık görmeye başladığını, davalı hastaneye başvurduğunu, kusmadan dolayı sinirlerinde sıkışma olabileceği, fizik tedavi görmesi halinde sorunların ortadan kalkacağının söylendiğini, dava dışı hastanede fizik tedavisi gördüğünü, çektirilen EMG sonuçlarında davalı doktor tarafından davalı şirkete ait hastanede yapılan kulak ameliyatı sebebiyle yüz sinirlerinde kopma olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine Şişli Etfal hastanesinde yattığını, ameliyat olduğunu, ameliyat sonrası tanzim edilen epikrizde doktor hatasının varlığının açıkça ifade edildiğini, yüzünde oluşan felcin ortadan kalkmadığını, büyük şok geçirdiğini,tüm bu yaşananlar nedeniyle nişanlısının da kendisini terk ettiğini, davalı doktor ve hastanenin özensiz ve meslek kurallarına aykırı ameliyatı neticesinde kulağında ve yüzünde kalıcı hasar meydana gelerek maluliyetine, maddi ve manevi zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini, davalıların kusurlu olduklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tedavi ve iş gücü kaybı nedeniyle şimdilik 8.500,00 TL (3.500 TL. tedavi 5.000 TL. iş gücü kaybı için) ve 100.000,00 TL manevi tazminatın 13.8.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş,ıslah ile alacak miktarını ve faiz türünü değiştererek 17.828,66 TL tedavi gideri, 71.730,81 TL maluliyet tazminatı ile 100.000,00 TL manevi tazminatın ameliyat tarihi olan 13/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.


Davalılar, yapılan işlemde hekime yüklenebilecek kusur olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.


Mahkemece, maddi tazminat talebinin Kısmen Kabulü ile 71.730,81 TL'nın 13/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla maddi tazminat talebinin reddine, Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 60.000,00 TL manevi tazminatın 13/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin Reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.


1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.


2-Davacı, davalı hekimin işini gerektiği gibi dikkat ve özenle yapmaması sonucu uğradığı zarardan hekim ile birlikte hastanenin de sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hekim tarafından gerçekleştirilen amleyatta hekime izafe edilecek kusur olmadığı, oluşan hasarın komplikasyon kapsamında olduğu ancak hekimin ameliyat sonrası oluşan komplikasyon yönetiminde kusurlu olduğu rapor edilmiş, kusur raporunun ardından maluliyete ve zarara ilşkin rapor alınmıştır.Davacı gelen rapor doğrultusunda maddi tazminat talebi ile birlikte dava dilekçesinde talep ettiği faiz türünü de değiştirmiştir. Her ne kadar mahkemece faiz türünü de kapsayan ıslah doğrultusunda davanın kısmen kabülüne karar verilmiş ise de; uyuşmazlığın esası haksız fiile dayanmaktadır. Haksız fiilden kaynaklanan işlerde sözleşmelerde uygulanan ticari faizin uygulanması mümkün değildir. O halde mahkemece, olay tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken ticari faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HMUK'un 438/7. maddesi gereğidir.


SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm ,davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm bölümünün 1 ve 2. bendindeki ''ticari faiziyle'' ibaresinin çıkartılarak yerine aynen ''yasal faiziyle'' ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, aşağıda dökümü yazılan 6,70. TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, istek halinde peşin 2.250,00 TL harcında davalılara iadesine HUMK'nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

14 Eylül 2019 Cumartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.