7. Hukuk Dairesi         2021/608 E.  ,  2021/2556 K.


"İçtihat Metni"

7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi


Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14/06/2013 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 12/04/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

1.DAVA
1.1. Davacı vekili, müvekkilinin 3/8 paydaşı olduğu Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, Eskibağlar Mahallesi 7449 ada 12 parselde kayıtlı taşınmazın 5/8 hissesini toplam 183.597,01 TL bedelle davalı şirketin satın aldığını, müvekkilinin satıştan Eskişehir 2 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/665 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında dava dilekçesinin kendisine tebliği üzerine öğrendiğini açıklamış, davalı üzerindeki taşınmaz hisselerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2.CEVAP
2.1. Davalı vekili, dava konusu taşınmazın paydaşlar arasında fiilen taksim edildiğini, davacının kendi hissesi üzerinde iki katlı ev inşa ettiğini, evin etrafını surla çevirdiğini, davacının kendi payını eylemli olarak kullanılması sebebiyle ön alım hakkını kullanılamayacağını, hak düşürücü süre yönünden davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
3.1.İlk derece mahkemesi, keşif sonucunda alınan bilirkişi raporunda hissedarlar arasında fiili taksim olmadığı yönünde kanaat belirtildiği, dinlenen tanıkların fiili taksimin olup olmadığına dair somut bulgulara dayalı beyanda bulunmadıkları, fiili taksim iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
4. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
4.1. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
4.2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi, mahallinde yapılan keşif sonucu aldırılan bilirkişi raporu, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre davaya konu taşınmaz üzerinde, davacı tarafından uzun zamandır mesken olarak kullanılan bina ile müştemilat bulunduğu ve tuğla duvar ile çevrili olduğu, bu durumda davacının tapuda yapılan satış nedeni ile önalım hakkını kullanmasının Medeni Kanundaki dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığına, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar vermiştir.
5. TEMYİZ
5.1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
5.2. Temyiz Nedenleri
5.2.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalının savunmasının aksine fiili taksim olmadığından bahisle ortaklığın satış sureti ile giderilmesi davasını açtığını, bu davanın derdest olduğunu,
5.2.2. 6 m2, 8 m2, 11 m2, 44 m2'lik hisselere sahip 19 paydaşın dava konusu taşınmazı fiilen kullanamayacaklarını, hem davacı, hem davalı tanıklarının, dava konusu taşınmazın taksim edilmediğini ifade ettiklerini,
5.2.3. Bilirkişi raporunun; taşınmazın hissedarlar arasında fiilen taksim edilmediği yönünde olduğunu ifade ederek hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
6. YARGITAY KARARI
6.1. Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme:
6.1.2.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taşınmazın fiilen bölünerek kullanılmasına yönelik hissedarlar arasında herhangi bir niza bulunup bulunmadığı, davacının önalım hakkını ileri sürmesinin TMK 2.maddede düzenlenen objektif iyi niyet kuralına aykırılık teşkil edip etmediği noktalarında toplanmaktadır.
6.2. Hukuki sebep
6.2.1. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
6.2.2. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
6.3. Temyiz nedenlerinin değerlendirilmesi
6.3.1. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda mahkemece yapılan keşif ve dinlenen tanık beyanlarıyla davacının kullandığı yer tespit edilerek, davalıya payını satan önceki maliklerin eylemli olarak taşınmazda ayrı ayrı kullandıkları yerler belirlenmemiştir.
6.3.2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15 Hukuk Dairesinin taşınmazın fiilen taksim edildiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak davanın reddine karar vermesi, yukarıdaki ilkeler kapsamında yeterli araştırma yapılmaması sebebiyle doğru görülmemiştir.
6.3.3. Somut uyuşmazlıkta, davalı vekilinin fiili taksim savunması ile ilgili olarak mahallinde keşif yapılmış ise de, tanıkların bir kısmı duruşmada ve talimat yoluyla dinlenmiştir. Bu durumda mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılmalı, taraf tanıkları ve temin edilirse mahalli bilirkişiler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 259/2. maddesi uyarınca taşınmaz başında dinlenmeli, fen bilirkişisinden fiili kullanımı gösterir, denetime elverişli kroki ve rapor alınmalı, davacının ve davalıya pay satan paydaşların ayrı ayrı kullandıkları yerler olup olmadığı tespit edilmeli, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
6.3.4 Bölge Adliye Mahkemesince, değinilen hususlar göz ardı edilerek salt davacının taşınmazda uzun zamandır mesken olarak kullanılan bina ile müştemilatı bulunduğu ve tuğla duvar ile çevrili olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 371. maddesi gereğince Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15 Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 01/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

20 Temmuz 2023 Perşembe
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.