GÜNEŞ LEKELERİNİN TEMİZLENMESİ İŞLEMİ (KİMYASAL PEELİNG)

 

YANIKLARIN OLUŞTUPU İLK SEANS SONRASI İŞLEME DEVAM EDEN HEKİMİN KUSURLU OLUP OLMADIĞININ ARAŞTIRILMASI GEREKTİĞİ

 

HASTANIN YÜZÜNDE KALICI YANIK VE KALICI İZ OLUŞABİLECEĞİNE İLİŞKİN AYDINLATILMIŞ ONAMIN ALINIP ALINMADIĞININ ARAŞTIRILMASI GEREKTİĞİ

 

YETERSİZ ATK RAPORUNA GÖRE HÜKÜM KURULAMAYACAĞI

 

 

13. Hukuk Dairesi         2016/13748 E.  ,  2019/6766 K 


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalılardan Özel ... Hastanesi Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti.'de yüzünden oluşan güneş lekelerinin temizlenmesi ve tedavisinin yapıldığını, bu işlemin cildiye uzmanı davalı Uzman Dr. ... tarafından yerine getirildiğini ve doktor tarafından 3 seanslık işlem yapıldığını, her seanstan sonra yüzündeki kızarıklıkların daha da arttığını ve yüzünün yandığını, doktoru her seansta uyardığını, yüzünün yandığını belirttiğini, doktorun bu kızarıklıklar normal diyerek kendisini diğer seansları yapmaya teşvik ettiğini, 3. seansta yanıkların iyice arttığını, canının çok yandığını, doktorunda yüzün anormal tepki verdiğini kabul ettiği, bunun üzerine iki ay boyunca kesinlikle güneşe çıkmaması gerektiğini söyleyerek oluşan lekelerin geçmesi için krem tedavisine başladığını, kullandığı ilaçlarla lekelerin bir nebze azaldığını ancak yüzünde yanık ve lekelerin hala durduğunu, kendisine uygulanan işlemin doğru mevsim ve zamanda uygulanmadığını, hatalı yapıldığını, ilk seanstaki işlemde bile yüzünün olumsuz tepki verdiğini, buna rağmen işleme devam edildiğini, bunun tıbbı bir hata olup, %100 hekimin kusurlu olduğunu, davalı hastanenin 4 ay sonra yapılacak lazer tedavisini ücretsiz yapacağına dair belge vermekle kusurunu kabul ettiğini ileri sürerek, 6.00,00 TL maddi 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.


Davalılar, davanın reddini dilemiştir.


Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.


Davacı, davalı hekimin işini gerektiği gibi dikkat ve özenle yapmaması sonucu uğradığı zarardan hekim ile birlikte hastaneninde sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, alınan Adli Tıp Kurumu raporunda; uygulanan kimyasal peeling işleminde maddenin türü, kullanma yüzdesi ve deride uygulama süresine göre cilt reaksiyonlarının gelişebildiği, kişide gelişen irritan kontakt dermatitin her türlü özene rağmen oluşabilen, herhangi bir tıbbi ihmal ve kusura izafe edilemeyen komplikasyon olduğu, kişinin tedavisinde görev alan sağlık çalışanlarına atfı kabil kusur tespit edilmediği, belirlenmiş, davalı raporun yetersiz olduğu, hekimin aydınlatma görevini yerine getirmediği, ilk seans sorası yanık oluşmasına rağmen işleme devam ettiği, hastanenin de yanık sonrası tedaviyi ücretsiz üstlenerek kusurunu kabul ettiği gerekçesi ile itiraz etmiş, mahkemece itiraz red edilip bu rapor esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.


Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. (BK 386-390)(TBK 502.506)


Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören Vekil özenle davranma zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md)(TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafifte olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.


Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, BK 394/1(TBK 510) maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.

 

Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakılacak olursa; mahkemece Adli Tıp Kurumu raporu esas alınarak hüküm verilmiş ise de hekimin ilk seans sonrası işleme devam etmekte kusurlu olup olmadığı, bu konuda gerekli özeni gösterip göstermediği, yapılan kimyasal peeling işlemi sonrasında hastanın yüzünde yanık ve kalıcı iz oluşabileceğine ilişkin hekimin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususlarında yeterli açıklamayı içermemektedir. Bu nedenle mahkemece, davacının itirazlarını karşılar şekilde, üniversitelerin tıp fakültelerinde görevli konusunda uzman ve özellikle içerisinde cildiye uzmanının bulunduğu öğretim görevlilerinden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden taraf ve yargı denetimine açık rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK'nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

12 Eylül 2019 Perşembe
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.