Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (Trafik) sigortası genel şartlarının  "A-2 tanımlar" başlıklı maddesinin (ç) bendinde yapılan değişiklik 02.08.2016 tarih ve 29789 sayılı RG' de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmakladır.

 

Söz konusu genel şartların "ç) İşletilme Hali"  başlıklı bendinin son değişik hali şöyledir:

 

" Motorlu aracın mekanik aksamının çalışması, (Mekanik aksamı çalışmasa bile motorlu aracın kendiliğinden de olsa hareket haline geçmesi işletilme hali olarak kabul edilir. Kazanın temassız olması sorumluluğa engel olmaz)"

 

Genel şartlarda yapılan bu değişiklik öncesinde araç sürücüsünün herhangi bir fiziki teması (çarpması) olmaksızın kusurlu eylemi ile neden olduğu kazadan dolayı o aracın sigortasına başvurulamamakta idi. Buna gerekçe olarak da, trafik ihlali yapılmasının tek başına sorumluluğu gerektirmeyeceği, sorumluluk için mutlaka fiziki bir temasın (çarpmanın ) bulunması gerektiği ileri sürülmekte idi.

 

Bir örnek vermek gerekirse, kurallara uygun bir şekilde trafikte seyir halinde bulunan (A) isimli araç şoförünün önüne,  tali yoldan aniden (dikkatsiz, tedbirsiz ve kontrolsüz bir şekilde) (B) isimli bir şoförün çıktığını;  (A) isimli şoförün de (B) ye çarpmamak için direksiyonunu sola kırarak manevra yaptığını, akabinde karşıdan gelmekte olan (C) isimli şoförün kullandığı araca çarptığını varsayalım.

 

Değişiklik öncesindeki uygulamada, ihbar üzerine olay yerinde gelen kolluk görevlilerinin şerit ihlali yapan (A) yı asli kusurlu olarak gösterdiklerine sıkça rastlanmakta idi. Buna karşılık (B) isimli araç sürücüsünün olayda herhangi bir teması ( çarpması) olmadığı için bu şoföre kusur verilmemekte idi. Bunun doğal sonucu olarak da, kusuru olmayan (B) isimli şoförün araç sigortacısının teminat limitlerine başvurulamamakta idi.

 

Başka bir örnekte, (Ş) isimli şoförün trafik kurallarına aykırı bir hızla sağ ve sol manevralarla hatalı sollama yaparak ilerlediğini  ve böylece trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde trafikte seyrettiğini varsayalım. Bu sırada aynı güzergâhta seyreden ve (Ş) nin bu hatalı sollamalarından dolayı kendisine çarpabileceğini düşünen şoför (K)'nın da  kendisini hatalı sollamakta olan (Ş) den kaçmak istediği sırada bariyerlere çarparak trafik kazası geçirdiği varsayalım. Mezkur olayı genel şartlarda yapılan değişiklik öncesindeki duruma göre değerlendirdiğimizde, söz konusu kaza olayı tek taraflı trafik kazası olarak değerlendirilmekte ve kusur (K) ya verilmekte idi. Genel şatlarda yapılan değişiklik sonrasında ise, (Ş) nin herhangi bir teması olmada sahi, trafik güvenliğini ihlal eden kusurlu davranışları ile kazaya neden olduğu ortaya konulduğunda, kusuru oranında   (Ş) nin ve trafik sigortacısının sorumluluğuna gidilebilecektir.

 

Önemle ifade edelim ki, Genel Şartlarda yapılan bu değişikliğin uygulamada olumlu etkilerinin olacağı muhakkaktır. Zira değişiklik öncesinde herhangi bir teması olmamakla birlikte kusurlu davranışı ile kazaya neden olan sürücülerin sorumluluğuna gidilmesinde mahkemelerin isteksiz davrandıkları gözlemlenmekte idi. Bu durum hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurmakta, kusurlu eylemi ile trafik ihlali yaparak kazaya neden olan sürücülerin sorumluluktan kaçınmalarının önünü açmakta idi. Genel şartlarda yapılan bu değişiklikle birlikte tüm bu sorunların da önüne geçilmiş olmaktadır.

 

Burada cevaplanması gereken diğer bir sorun, fiziki teması olmaksızın kazanın meydana gelmesinde az ya da çok kusuru bulunan araç sürücüsünün kimliğinin belirlenememesi yada aracın plakasının belirlenememesi durumunda nasıl bir yol izleneceğidir. Zira böyle bir durumda aracın sürücüsü ile araç plakası belirlenemediği için, aracın zorunlu trafik sigortacısının da bilinmesi mümkün olamayacak, sonuç olarak başvurulacak bir sigorta teminatı da söz konusu olmayacaktır. İşte böylesi bir durumda sigorta şirketi yerine Güvence hesabı geçmektedir. Gerçekten de Güvence hesabı yönetmeliğinin 9. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde "Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için" güvence hesabına başvurulabileceği düzenlenmiştir.

 

Sonuç olarak temassız kazaya neden olan araç sürücüsünün, araç plakası ya da aracın trafik sigortacısının belirlenmesinin mümkün olmadığı hallerde, güvence hesabına, trafik sigortası teminat limitleri dahilinde başvuru yapılabilecektir.

 

Söz konusu yazımıza ayrıca "http://www.hukukihaber.net/trafik-kazalarinda-yeni-uygulama-temassiz-kaza-makale,5515.html" adresinden de ulaşılabilmektedir.

 

Av. Musa ADIYAMAN

6 Kasım 2017 Pazartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.