Tapuya kayıtlı olan bir taşınmazın maliki, TMK.'nun öngördüğü sınırlar içerisinde dileği gibi tasarruf hakkına sahiptir. Hal böyle iken, taşınmazın tapuya kayıt ve tescilinden sonraki bir tarihte yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sonucunda taşınmazın kısmen ya da tamamen orman tahdit sınırları içerisine dahil edildiği ülkemiz gerçeklerindendir.
Orman yönetimince yapılıp sonuçlandırılan kadastro tespit işlemlerinin kesinleşmesini müteakip, taşınmazın devrinin (ve dahi malikin tasarruf yetkisinin) kısıtlanması amacı ile tapu müdürlüklerine yazı gönderilmekte, bu yazıda tapunun beyanlar hanesine satılamaz kaydı/orman şerhi konulması talep edilmektedir. Tapu idaresince tapu kaydına satılamaz şerhi konulması sonrasında bu işlem taşınmaz malikine tebliğ edilmediğinden, çoğunlukla malikin bu durumdan (taşınmazının orman tahdit sınırları içerisine alındığından) haberi olmamaktadır. Ne zamanki malik tarafından taşınmaz üzerinde satış, ipotek tesisi, ifraz, tevhit ya da hisse devri gibi tasarruf işlemi yapılmak istendiğinde bu durum öğrenilmektedir.
Yürürlükte bulunan mevzuat gereğince taşınmazın kısmen ya da tamamen orman olarak tahdit edilmesi ve tahdidin kesinleşmesi ile birlikte malike bu durumun haber verilmesi ve rızaen terk işlemlerinin yapılmasının istenmesi; belirtilen süre içerisinde rızaen terk işlemlerinin yapılmaması durumunda ise bu defa taşınmazın tapu kaydının iptali ve Maliye hazinesi adına orman vasfı ile tescili için tapu iptal ve tescil davası açılması gerekmektedir. Mevzuat bu yönde olmasına karşılık, idarece şerh hakkında bilgilendirme yapılması ya da tapu iptal ve tescil davası açılması dahil diğer adımlar çoğunlukla atılmamakta, uzun süren bu suskunluk ise mülkiyet hakkına uzun süreli olarak müdahaleyi de beraberinde getirmektedir.
Mülkiyet hakkı ihlaline tipik bir örnek olan bu uygulama sonucunda malikin tasarruf yetkisi hukuka aykırı bir şekilde kısıtlanmakta, eş değişle adeta tapunun içi boşaltılmış olmaktadır.
Öte yandan, taşınmaz malikleri, orman kadastrosu sonrasında idarece tesis edilen işlemler sebebiyle, mülkiyet ihlali sayılan değişik uygulamalar ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bu kapsamda mülkiyet ihlali olarak değerlendirdiğimiz uygulamalar örnek vermek gerekir ise;
1)Kısmen orman tahdit sınırı içerisine alınan taşınmazın bu kısmının malikin istemi ile rızaen bedelsiz olarak maliye hazinesine devri,
2)Kısmen orman tahdit sınırı içerisine alınan taşınmazın kaydına satılamaz şerhi konulması nedeniyle, taşınmazın bütünü üzerinde olumsuz etki yaratan bu durumu sonlandırmak isteyen malikin talebi ile taşınmazın malik hanesi değişmeksizin birden fazla parsele ifraz edilmesi, ancak tüm parsellerin beyanlar hanesine orman şerhinin tekrardan konulması,
3)Kısmen orman tahdit sınırı içerisine alınması sebebiyle kaydına satılamaz şerhi konulan tapulu taşınmazın, malikinin talebi ile birden fazla parsele ifraz edilmesi, orman tahdit alanında kalan parselin malik hanesi değişmemekle beraber tarla ya da koru olan vasfının "DEVLET ORMANI" olarak değiştirilmesi,
4)Orman kadastrosu sonucunda kısmen ya da tamamen orman tahdit alanına alınan taşınmaz malikinin, kadastro tespitinin iptali için süresinde dava açması ve açılan bu davanın reddedilmesi sonrasında, taşınmazın tapu kaydının iptali için davası açması gereken idarenin suskun kalması, sadece taşınmazın kaydına satılamaz şerhi konulması için tapu müdürlüğünden talepte bulunmakla yetinmesi hali,
5)Mahkemece taşınmazın tapu kaydının orman olduğu gerekçesi ile iptal edilmesine karşılık iptal kararının kesinleşmemesi /kesinleştirilememesi nedeniyle taşınmazın halen malik yada malikler adına kayıtlı olmaya devam etmesi, (Bu ihtimalde tapu iptal kararı kesinleşmedikçe zarar doğmayacağından mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin varlığı da devam edecektir.)
Yukarıda açıklandığı üzere, bir bölgede yapılan orman kadastrosu çalışması sonucunda mülkiyet hakkına yönelik değişik hukuki ihtilaflar gündeme gelebilmektedir. Burada önemli olan her bir ihtilafın çözümünde olaya özgü değerlendirme yapılması gerektiğidir.Gerçekten de birbirinden farklı hukuki sonuçları bünyesinde barındıran orman kadastro işlemlerine karşı izlenecek yol haritasının sağlıklı bir irdeleme ile çizilebileceği unutulmamalıdır.
14 Eylül 2017 Perşembe