"KADASTRO TESPİTİ SIRASINDA GÖL SULARI ALTINDA KALMASI VE KIYI KENAR ÇİZGİSİ İÇERİSİNDE BULUNMASI NEDENİYLE TESPİTİ YAPILAMAYAN ESKİ TAPU KAYDININ REVİZYON GÖRMEMESİ NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TMK'NIN 1007. MADDESİ UYARINCA TAHSİLİ TALEP EDİLEBİLİR"

 


KARARIN KÜNYESİ:

 

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi         2021/14053 E.  ,  2022/6945 K.

 

İLGİLİ KARAR METNİ:

MAHKEMESİ :Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

 

"Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, kadastro tespiti sırasında göl suları altında kalması ve kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunması nedeniyle tespiti yapılamayan eski tapu kaydının revizyon görmemesi nedeniyle uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davalı ... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı Maliye Hazinesi hakkında açılan davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı Hazîne vekilince temyiz edilmiştir.


Aşağıda açıklanan gerekçelerle, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra ilk derece mahkemesi kararının incelenmesinde,
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; Konya İli, Tuzlukçu İlçesi, Pazarkaya Köyü, 858 parsel numaralı taşınmazın bulunduğu bölgede 1979 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında, 7.4.1975 tarih 11,12,13,14,15,16 ve 17 sıra nolu tapu kayıtları uygulanarak yani (9115.671.00 m2) yüzölçümü ile taşınmazın davacılar ve murisleri adına tahdit ve tespit yapılmak sureti ile 30 günlük ilana müteakip kadastro tespitinin, 18.1.1980 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın kadastro tespit tutanağında; uygulanan tapu kayıtlarının toplam yüzölçümü daha fazla iken, mevsim şartlarına göre taşınmazın bir bölümünün Akşehir Gölü'nün suları altında kalması dolayısıyla, sular altında kalan bölümün tahdit ve tespitinin yapılamadığının belirtildiği, davacı tarafın tescil harici bırakılan (6522.988,00) m²'lik bölüm için adlarına tapulama ve tescil taleplerinin de reddolması üzerine, bu bölüm için Maliye Hazine'si aleyhine 05/11/2009 tarihinde tazminat davası açıldığı, Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20/01/2014 tarih ve 2013/1 Esas - 2014/34 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada taşınmazın göl tarafında kalan tapusuz alanın yüzölçümünün toplam (6023.240.66) m² olarak belirlendiği ve kıyı kenar çizgisine göre tazminat verilebilecek miktarın ise (1123.641.07) m² den ibaret olduğunun tespit edilip bu bölümün bedeline hükmedildiği, kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı tespit edilen (4899.599,59) m²'lik miktar ile ilgili ise davacı tarafın tescil davası açma hakkının bulunduğundan bahisle bu kısma ilişkin tazminata hükmedilmediği, daha sonra davacı tarafın (4899.599,59) m²'lik kısma ilişkin tescil taleplerinin de reddedilmesi üzerine bu bölüme ilişkin, eldeki tazminat istemli davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 26/07/2018 havale tarihli ilk rapor ve 30/07/2020 tarihli ek raporlarında; 04/01/2019 tarih ve 1315 sayılı makam onayı ile kesinleşen Kıyı Kenar çizgisinin göl tarafında kalan kısımları detaylı bir şekilde gösterilmiş olup, 4899.599.59 m²'lik tescil harici kısmın tamamının kesinleşen kıyı kenar çizgisinin göl tarafında kaldığı tespit edilmiş olduğundan işin esasına girilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin TMK'nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazine'den tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;


Müdahil davacı Tuncay Göksel'in karar başlığında temlik eden davacılar bölümünde ad ve soyadının gösterilmemesi;
Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;


Gerekçeli karar başlığının, temlik eden davacılar bölümüne müdahil davacı (Tuncay Göksel'in) ad ve soyadının yazılmasına,
Hükmün böylece HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 19/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi."

 

 

 

3 Temmuz 2024 Çarşamba
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.