Uygulamada, kazazade işçinin uğradığı iş kazası neticesinde oluşan cismani zararlar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemli tazminat davalarının, genellikle işveren gerçek kişi ya da şirkete karşı açıldığı bilinen bir husustur.
Bazı durumlarda ise iş kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunan üçüncü kişiler de davalı olabilmektedir.
Yargıtay, iş kazalarında tazmin borcu olanların kapsamını geniş tutmakta, bu bağlamda işveren ya da üçüncü kişiler dışında; kaza olayında kusuru bulunan işveren vekillerinin (şirket müdürlerinin) de tazmin borcu olduğunu içtihat edegelmektedir.
Yargıtay buna gerekçe olarak; işveren ile işveren vekili arasında doğrudan doğruya bir temsil ilişkisi bulunduğunu, işveren vekilinin işveren adına ve hesabına hareket eden ve yaptığı hukuki işlemler ile onu alacaklı ve borçlu kılan kimse olduğunu, bu anlamda işveren vekilinin teknik yönden bir işveren temsilcisi olduğunu kabul etmektedir.
Sonuç olarak Yargıtay, iş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında; iş kazasında kusuru olduğunun tespiti halinde, işveren vekilinin de, işveren yanında zarardan şahsen sorumlu olacağını kabul etmektedir.
İş kazasına dayalı tazminat davasının doğru hasma yöneltilebilmesi için olayın oluş şekli ve taraf kusurlarının etraflıca irdelenmesi, bu arada işverenin şirket olması halinde ise şirket yetkilisi ya da müdürü olan gerçek kişinin iş kazası olayında şahsi kusurunun olup olmadığı ayrıca araştırılmalıdır.
Konu ile ilgili karar, sitemizin "Güncel içtihatlar -Yargıtay kararları" bölümünde yer almaktadır.
4 Kasım 2017 Cumartesi