28 Temmuz 2020 Tarihli ve 31199 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 7251 Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 59. Maddesi ile 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna eklenen 73/A maddesi ile Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Yine aynı maddede dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı haller şöyle açıklanmıştır:
a) Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar
b) Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
c) 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar
ç) 74 üncü maddede belirtilen davalar
d) Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar
Hukuksal niteliği konusunda doktrinde değişik görüşler (eser, hizmet, vekâletsiz iş görme gibi) ileri sürülmüş olmakla yargısal uygulamada hekimlik sözleşmelerinin vekâlet sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler dairesinde çözümlenmesi gerektiği görüşü yerleşik bir hâl almıştır. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 26.11.2014 tarihli, 2013/13-1204 E., 2014/965 K.; 13.04.2011 tarihli, 2010/13-717 E., 2011/129 K. sayılı kararlarında da bu hususa işaret edilmiştir.
Önemle ifade edelim ki, ‘Vekalet ve Eser sözleşmesine dayalı‘ tıbbi müdahalelerdeki uyuşmazlıklar, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına alınmıştır. Gerçekten de 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un "Tanımlar " başlıklı 3. maddesinin 1.fıkrasının l bendinde" Tüketici işlemi" tanımlanmış olup, anılan maddeye göre, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olduğu düzenlenmiştir.
Yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Özel sağlık kuruluşları ile muayenehanesinde hizmet veren bağımsız doktorlarca gerçekleştirilen tıbbi müdahalelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili davalar, 28.05.2014'ten itibaren Asliye Hukuk Mahkemeleri/ Asliye Ticaret Mahkemeleri yerine; Tüketici Mahkemelerinde görülecektir.
Bu sebeple, 7251 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 28.07.2020 tarihinden sonra, özel sağlık kuruluşları ile muayenehanesinde hizmet veren bağımsız doktorlarca gerçekleştirilen tıbbi müdahalelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili tüketici mahkemesinde dava açılması gereken durumlarda, zarar görenin dava açmadan önce dava şartı arabulucu kapsamında arabulucuya başvurması zorunlu hale getirilmiştir. Şayet bu başvuru yapılmaksızın dava açıldığının mahkemece tespiti halinde ise, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilecektir.
Buna karşılık Bakanlığa bağlı hastanelerde gerçekleşen tıbbi kötü uygulama sonucunda zarar görenler tarafından sorumlular hakkında idari yargıda tam yargım davası şeklinde açılması gereken maddi ve manevi tazminat davaları bakımından ise arabulucuya başvurulması zorunluluğu bulunmamaktadır. 03.08.2020
Av. Musa ADIYAMAN
( Sakarya Barosu)
3 Ağustos 2020 Pazartesi