Sağlık hukukunda hekimin en önemli borçlarından olan birisi "aydınlatma yükümlülüğü" olup,  söz konusu yükümlülük "Avrupa Biyotıp Sözleşmesi"nde kapsamlı olarak düzenlenmiştir.

 

Anılan sözleşmede sağlık alanında herhangi bir müdahalenin, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra yapılabileceği düzenlenmiştir.

 

Uygulamada "aydınlatılmış onam" olarak da adlandırılan  ve hastanın, müdahale öncesinde, yapılacak müdahalenin olası sonuçları ve  riskleri hakkında detaylı şekilde bilgilendirilmesi gerekliliğine işaret eden bu yükümlülüğün yerine getirilmesinde eksiklik gösterilmesi tıbbi kötü uygulama olarak kabul edilmektedir.

 

 

Nitekim Yargıtay hekim ile hasta arasındaki ilişkiyi "vekalet ilişkisi" olarak nitelemekte;bunun sonucu olarak  da hekimin en hafif kusurundan bile sorumlulu olması gerektiğini içtihat etmektedir.

 

Bu bağlamda Yargıtay salt ameliyata rıza göstermeyi yeterli saymamakta; ayrıca ameliyatın olası komplikasyonlarının da izah edilmesi gerektiğine işaret etmektedir.  

 

Yine sağlıkla ilgili her türlü girişimin, kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılabileceğini belirten Yargıtay, aydınlatılmış onamın  baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alınması halinde bunu geçersiz saymaktadır.

 

Öte yandan Yargıtay, hastanın ameliyat öncesinde hukuka uygun şekilde aydınlatılmış onamının alındığını ispat külfetini hekim ya da hastaneye yüklemektedir.

 

Konu ile ilgili güncel Yargıtay kararları sitemizin "Güncel içtihatlar-Yargıtay kararları" bölümünde yer almaktadır.

 

 

24 Ekim 2017 Salı
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.