T.C.
SAKARYA 1. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/141
KARAR NO: 2022/631
DAVACI :
VEKİLİ : AV. BATUHAN SEVERCAN
DAVALI : SAKARYA VALİLİĞİ - SAKARYA
VEKİLİ :
DAVANIN ÖZETİ : Irak uyruklu davacı tarafından, kendisi ve refakatindekilerin uluslararası koruma için gerekli kriterleri taşımadığından bahisle 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında uluslararası koruma talebinin reddine dair 20/01/2022 tarihinde tebliğ edilen Sakarya Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğünün 11/01/2022 tarih ve E.19131 sayılı Olur işleminin; Işıd terör örgütünün eylemleri sonucunda iki kardeşini kaybettiği, kendilerinin de can güvenliklerinin bulunmaması nedeniyle Türkiye'ye sığındıkları, Türkiye sınırları içerisinde herhangi bir suç teşkil edecek eyleme katılmadıkları, imza yükümlülüklerini yerine getirdikleri, geri gönderildikleri takdirde can güvenliklerinin olmadığı, hayatlarının tehlike altında olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Ülkemize giriş yaptıktan sonra uluslararası koruma başvurusunda bulunan davacının belgelerinin genel değerlendirme kapsamında incelendiği ve sunulan gerekçelerin, 1951 Cenevre Sözleşmesi, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile 05.06.2015 tarih, 2015/17 sayılı Genelge çerçevesinde değerlendirilmesi sonucunda uluslararası koruma için gereken kriterleri taşımadığının anlaşıldığı, yapılan menşe ülke araştırmalarında, IŞİD'in Irak'a girmesiyle birlikte Irak'ta yaygın ve genel güvenlik sorunlarının yaşandığı ancak 2017 sonrası süreçte merkezi hükümetin kontrolü ele geçirmesiyle birlikte IŞİD'in etkinliğinin sonlandırıldığı, Irak'taki güvenlik durumuna dair dahili kaçış alanlarının varlığından kaynaklı olarak davacının iddialarının, kendisine yönelik zulmün varlığına dair yeterli eşikte olmadığı, vatandaşı olduğu ülkeye veya önceki ikamet ülkesine geri dönmesi halinde haklı nedenlere dayanan zulüm korkusunun mevcut olmadığı, "haklı nedenlere dayanan korku" teriminin öznel ve nesnel unsurlar içerdiği ve haklı nedenlere dayanan korkunun varlığında bu her iki unsurun da dikkate alınması gerektiği bu bağlamda bireysel ve ailevi geçmişine, kişisel deneyimlerine ve durumunu nasıl yorumladığına dayanan öznel korkusunu ispat külfetinin uluslararası koruma başvuru sahibine düştüğü, başvuru sahibinin başvurusunun doğruluğunu ispat etmek için gerçek bir gayret göstermiş olması, elindeki tüm ilgili unsurları ibraz etmesi, delil noksanlığına tatmin edici bir açıklama getirmiş olması ve beyanlarının tutarlı ve akla yatkın olması gerektiği, Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı'nın Mart 2017' de yayımlanan raporunda, Irak'taki insani koşulların, genel anlamda geri dönüşün, Vasıf Yönergesi Madde 15(a) ve (b)/AİHS Madde 2 ve 3'ün ihlaline yol açacağı ölçüde şiddetli olmadığının belirtildiği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Sakarya 1. İdare Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek işin esası hakkında gereği görüşüldü:
Dava, Irak uyruklu davacı tarafından, kendisi ve refakatindekilerin uluslararası koruma için gerekli kriterleri taşımadığından bahisle 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında uluslararası koruma talebinin reddine dair 20/01/2022 tarihinde tebliğ edilen Sakarya Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğünün 11/01/2022 tarih ve E.19131 sayılı Olur işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun; 3. maddesinde, "(1) Bu Kanunun uygulanmasında;... r) Uluslararası koruma: Mülteci, şartlı mülteci veya ikincil koruma statüsünü,...ifade eder." hükmü; ''İkincil koruma'' başlıklı 63.maddesinde, "(1)Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde; a) Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek, b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak, c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak, olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir." hükmü; 75.maddesinin 5.fıkrasında; "Gerekli görüldüğünde başvuru sahibiyle ek mülakatlar yapılabilir." hükmü; yer almaktadır.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 63. maddesine göre, menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde; -ölüm cezasına mahkum olacak ve ölüm cezası infaz edilecek-, -işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak- olanlara uluslararası ikincil koruma verilmesi olanaklıdır.
Uluslararası koruma talep eden yabancının, gerek ülkesinde hakim olan siyasal rejim uygulamalarının gerekse menşe ülkesinin geleneksel toplum örf ve adetlerinin kadınlar üzerinde yarattığı baskı ve şiddet ortamının kendisi için "insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye dönüştüğü, dönüşeceği, zulüm ve ölüm tehlikesi yarattığına" veya "ülke genelindeki ayrım gözetmeyen silahlı çatışma durumlarının şahsına yönelik ciddi tehdit oluşturduğuna" ilişkin iddialarını belgeyle ispat etmenin güçlüğü göz önüne alındığında, uluslararası koruma talebini inceleyen ilgili göç idaresince; 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 93/1., 94/1. ve 99/1. maddeleri ile Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 65/8., 83/1., 86/1., 102/3.,115/1. ve 116/3-4. maddelerinde gösterilen usul ve ilkelere (özellikle gizlilik ilkesi çerçevesinde koruma talep eden yabancıya ait bilgilerin menşe ülke ile paylaşılmamasına) dikkat edilmek suretiyle; Koruma başvurusunda bulunan tarafından, ülkesinin siyasal ve toplumsal koşullarının şahsının özel hayatı üzerinde yarattığı insanlık dışı muamelelerin (öznel ve nesnel korkuları, şiddet, tecavüz, ölüm riski vs.) gerçeğe yakın (inandırıcı) ve ilgili menşe ülkenin siyasal- sosyal yaşamı ile uyumlu olup olmadığının, menşe ülkesindeki ayrım gözetmeyen silahlı çatışma ortamının kadın bireyler üzerinde yarattığı korku, şiddet ve ölüm olasılığının, menşe ülke hakkında ulusal ve uluslararası kuruluşlar (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi vs.) tarafından hazırlanıp yayımlanan raporlara göre bir değerlendirme yapılmak suretiyle uluslararası koruma talebinin sonuçlandırılması gerekir.
Dava dosyasının incelenmesinden; Irak uyruklu davacının ülkemize giriş yaparak Sakarya İlinde uluslararası koruma başvurusunda bulunduğu, davacı ile kapsamlı mülakat yapıldığı, mülakat aşamasında davacının özetle '' Irak uyruklu davacının Bağdat'ta ikamet ettiği, 2007 yıllarında Sünni-Şii çatışmaları başlayınca Selahaddin bölgesine göç ettiği, 2007-2014 yılları arasında bir sorun yaşamadıkları ancak İşid'in girmesiyle birlikte çatışmalar başladığı ve Işıd terör örgütünün eylemleri sonucunda iki kardeşini kaybettiği, bir kardeşinin ve oğlunun İşid tarafından kaçırıldığı, kendilerinin de can güvenliklerinin bulunmaması nedeniyle Türkiye'ye sığındıkları, Türkiye sınırları içerisinde herhangi bir suç teşkil edecek eyleme katılmadıkları'' beyan ettiği, davalı idare tarafından 6458 sayılı Kanunun yer alan şartlı mülteci ve ikincil koruma kriterlerini taşımadığı sonucuna varıldığı, akabinde davacı hakkında 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında Uluslararası Koruma talebinin reddine dair dava konusu işlemin tesis edildiği ve bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır
Somut olayda; davacı tarafından yapılan uluslararası koruma başvurusunun temel dayanağı - 2007-2014 yılları arasında ülkelerinde bir sorun yaşamadıkları ancak İşid'in girmesiyle birlikte çatışmalar başladığı ve Işid terör örgütünün eylemleri sonucunda iki kardeşin öldürüldüğü ve buna ilişkin ölüm belgelerinin mevcut olduğu, bir kardeşinin ve oğlunun İşid tarafından kaçırıldığı - iddialarına ilişkin hususlar olduğu, hal böyle olunca davacı ve ailesinin yaşadığı ve maruz kaldığı olayların uluslararası koruma başvurusunun temel dayanağını oluşturduğu ve - insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye dönüştüğü, dönüşeceği, zulüm ve ölüm tehlikesi yarattığına" veya "ülke genelindeki ayrım gözetmeyen silahlı çatışma durumlarının şahsına yönelik ciddi tehdit oluşturduğuna- ilişkin iddialarının "ikincil koruma" kapsamında değerlendirilebilecek hususlar olduğu görülmesine karşın mülakat formunda, haklı nedene dayalı bir korku unsuru bulunmadığının değerlendirildiği görülmekte olup, davacının beyanları göz önüne alındığında, nesnel ve öznel korku analizinin yeterince tahlil edilmediği, haklı korku unsuru bulunmadığı değerlendirmesinin somut ve kabul edilebilir tespitlere ve araştırmaya dayandırılmadığı görülmektedir.
Buna göre, davacının 6458 sayılı Yasa kapsamında yaptığı uluslararası koruma başvurusunun gerekli kriterleri taşımadığı sebebiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde eksik inceleme nedeniyle hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Nitekim; benzer bir uyuşmazlıkta Bursa 3. İdari Dava Dairesinin 08/12/2021 tarih ve 2021/999 Esas, 2021/506 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan 728,40-TL yargılama giderinin davacının adli yardımdan yararlanması nedeniyle davalıdan tahsili için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca belirlenen 2.550,00-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Bursa Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye
11 Aralık 2022 Pazar