T.C.

    SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ

 

DOSYA NO : 2022/1856 

KARAR NO : 2023/285

 

    T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

İ S T İ N A F   K A R A R I

 

 

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : SAKARYA 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : 20/10/2022

NUMARASI : 2022/252 Esas 2022/231 Karar

DAVACI            : 

VEKİLİ :  

DAVALI 

VEKİLİ : Av. BATUHAN SEVERCAN

 

DAVANIN KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)

 

KARAR TARİHİ : 24/02/2023

 

KARAR YAZIM TARİHİ : 27/02/2023

 

Yukarıdaki esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının incelenmesi için  istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya içeriğindeki  tüm bilgi ve belgeler okunup, tetkik edilip heyetçe yapılan müzakerede, 6100  sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355 maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı incelenerek  aynı kanunun 353 maddesi gereğince  duruşma yapılmaksızın yapılan inceleme sonunda  gereği görüşülüp düşünüldü:

 

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; icra takibine konu ilam olan Sakarya 1. İş Mahkemesi 2019/307 Esas, 2022/278 Karar sayılı 21.06.2022 tarihli ilamın tarafları davacı      davalı ise müvekkili olan şirket    Şirketi olduğunu,     'ın bu ilama konu müvekkili şirketten tüm alacaklarını 05.07.2022 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile              adlı kişiye devrettiğini, bu alacağın temliki işlemi aslında gerçek bir temlik işlemi olmayıp tamamıyla temlik eden           'a karşı müvekkili       Şirketinin senede dayalı alacağı için Sakarya 1. İcra Müdürlüğünün 2021/3914 esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibindeki alacağını almasını, bu dosyadan alacak haczi yapılmasını engellemek için yapılmış bir işlem olduğunu, bu temlik işleminden sonra temlik alan      'in ilamda geçen tüm işçilik alacakları için iş bu davaya konu Sakarya 2. İcra Müdürlüğü 2021/3914 esas sayılı dosyasıyla ilamlı icra takibi talebinde bulunduğunu, İcra Müdürlüğünün bu takip talebini kabul ederek bu takip talebinde geçen tüm işçilik alacakları içerir ödeme emrini hazırlayıp müvekkili şirkete tebliğe çıkardığını, ilam alacaklısı       'ın temlik edilen ilamda geçen ücrete bağlı alacaklar olan ücret  alacağı - fazla mesai ücreti alacağı - genel tatil ücreti alacağı - hafta tatili ücreti alacağı ve yine bu alacaklara tekabül eden harç, yargılama gideri, vekalet ücreti alacakların 3/4 kısmı yönünden yapılan temlik işleminin kanuna aykırı olduğunu, bu sebeple yok hükmünde olduğunu, iş bu davaya konu icra takibinde alacağı temlik aldığını beyan eden ve alacaklı gözüken            adlı kişinin ücret ve ücrete bağlı alacakların 3/4 'lük kısmı ile ilgili alacaklı sıfatı bulunmadığını, dolayısıyla alacak kalemleri yönünden takibin ilama aykırı bir şekilde başlatıldığını, 4857 sayılı İş Kanunu 35. maddesine açıkça aykırı olarak düzenlendiğini, düzenlenen temlik sözleşmesinde temliki hukuken mümkün bulunmayan alacak kalemleri yönünden icra müdürlüğünce takip alacaklısının alacaklı sıfatı bulunmaması sebebiyle takip talebinin kabul edilmeyip reddine karar verilmesi gerektiğini, açıkça kanuna aykırı bir şekilde bu alacak kalemleri yönünden de icra takibi başlatıldığını, açıklanan nedenler ile, itiraz ve şikayetlerinin kabulü ile, icra dosyası üzerinden inceleme yapılarak takibin tedbiren durdurulmasını, alacak kalemleri yönünden takibin veya icra emrinin iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

 

DOSYADA TOPLANAN DELİLLER:

 

Sakarya 2. İcra Müdürlüğünün 2021/3914 esas sayılı dosyası.

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ;

 

Mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir. 

 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: 

 

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla,  söz konusu temliknamenin öncelikle muvazaa nedeniyle tamamen geçersiz olduğu iddialarına ilişkin olarak hiçbir araştırma faaliyetinde bulunulmamış olduğu gibi muvazaa iddialarının da gerekçeli kararda ifade dahi edilmediğini, yine yerel mahkeme kararında söz konusu temliknamenin İş Kanunu m. 35'e aykırı olması nedeniyle ücret alacaklarının 3/4 'lük kısmı yönünden de geçersiz olduğu iddiasına ilişkin olarak duruşma dahi açılmadan, bunun taraflarınca ileri sürülmesinin mümkün olmadığı şeklinde hukukilikten uzak gerekçelerle red kararı verildiğini, tüm bu iddialarının değerlendirilmediğini, usule ve yasaya aykırı olarak verildiği çok açık şekilde ortada olan söz konusu kararın taraflarınca kabul edilmesinin imkansız olduğunu, alacaklı sıfatı bulunmayan davalı tarafça başlatılan icra takibinin tamamen iptaline karar verilmesi gerektiği ortada olup, somut olayın kamu düzeni gereği süresiz şikayete tabi olduğunu ve somut olayda re'sen araştırma ilkesinin uygulanması gerektiğini dikkate alınarak talepleri doğrultusunda yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. 

 

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER:

 

Dava; İlama aykırı takibin iptali talebidir.

 

Sakarya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2022/9279 E.  sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı vekili tarafından borçlu             Limited Şirketi aleyhine 07/07/2022 tarihinde, toplam 164.799,66 TL alacak için takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, takip dayanağının   dava dışı               ile davacı arasında görülmüş olan Sakarya 1. İş Mahkemesi 2019/307 Esas, 2022/278 Karar sayılı ilamı olduğu, ilamın içeriğinin 27.924,47 TL Kıdem Tazminatı, 7.425,45 TL   İhbar Tazminatı, 8.741,63 TL Yıllık İzin Ücreti, 1.691,84 TL Ücret, 34.896,33 TL Fazla Çalışma Ücreti, 1.088,78TL   Genel Tatil Ücreti ,11.748,17 TL   Hafta Tatili Ücreti, 2.643,74 TL Bakiye Harç, 15.076,43 TL  İlam Vekalet Ücreti, 1.665,95 TL   Yargılama Gideri talep edildiği  görülmüştür.

 

Alacağın temliki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 183-194. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacağın temliki ile alacak hakkı bunu devralan üçüncü kişiye geçer. Böylece, devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde “tasarruf etme” yetkisini kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından (kalmadığından) bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan üçüncü kişi geçer. Alacakla ilgili her türlü (dava açma, takip yapma, temlik etme... gibi) hukuki işlemler bu üçüncü  kişi tarafından yapılır.  

 

Sakarya 1. İş Mahkemesi 2019/307 Esas, 2022/278 Karar sayılı 21.06.2022 tarihli ilamında;  davacısının                , davalının ise                 Limited Şirketi olduğu, iş bu ilamdan doğan alacakların tamamının bütün ferileri ile 05/07/2022 tarihinde alacağın temliki sözleşmesi ile         'e devredildiği, takibin de davacı borçlu şirkete temlik alan tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.

 

Bu durumda, yukarıda açıklandığı üzere, alacak üzerindeki tasarruf yetkisi, temlik tarihi olan  05.07.2022  tarihinden  sonra ilam alacağını temlik alan               'e geçmiş olduğundan, temlik alan tarafından takip yapılmasında usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır dar yetkili icra mahkemesinde maddi hukuk bakımından temlik sözleşmesinin geçerli olup olmadığının incelenemeyeceği, devredilen alacağın devir tarihinde doğmuş ve devri mümkün  bir alacak olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği ve genel mahkemelerce de kesinleşmiş herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece şikayetin reddine dair karar yerinde olup, davacı alacaklının istinafında isabet bulunmamaktadır.

 

Davacı istinaf dilekçesinde; işçilik alacaklarının  temlik edilmesinin  4857 sayılı kanunun 35. Maddesi gereği hukuken geçersiz olduğunu belirtmiş ise de; 4857 sayılı Kanun'un 35. maddesine göre; işçinin almakta olduğu ücretin 1/4’ünden fazlası haczedilemez. İkramiye, toplu sözleşme farkı ve nema da ücretten sayılacağından onların da aynı koşullarda haczini engelleyen bir yasa hükmü yoktur. 6772 sayılı Kanun'un 4. maddesinde ise; "Fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyelerin haczedilemeyeceği"  olarak düzenlenmiş olmakla, iş bu işçi lehine olan maddenin somut davada  uygulama yeri bulunmadığından bu yöndeki istinaf da yersizdir.

 

Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacının istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

 

1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

 

2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,

 

3-Dosyanın İstinaf Mahkemesine gönderilmesi amacıyla yapılan harç, posta masrafı ve tebligat giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,

 

4-İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

 

5-HMK'nın 333. maddesi gereğince kalan gider avansının yatıran tarafa geri verilmesine,

 

6-Kararın İlk Derece Mahkemesi'nce taraflara tebliğ edilmesine,

 

Dair, İİK'nın 363/1, HMK'nın 346 ve 352. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince alacağın miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2023

31 Mayıs 2023 Çarşamba

DİĞER EMSAL KARARLARIMIZ

© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.