MİRASBIRAKANA AİT TAPUSUZ BİR TAŞINMAZIN KADASTRO ÇALIŞMASI SIRASINDA BİR KISIM MİRASÇISI ADINA TAPULANMASI- BU DURUMDA MİRASÇIYA DOĞRUDAN TEMLİK SÖZ KONUSU OLMADIĞINDAN MUVAZAADAN BAHSEDİLEMEYECİ HAKKINDA

 

T.C.

YARGITAY 

1. HUKUK DAİRESİ


2017/2606 E- 2017/3554 K


"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, davalılarla ortak mirasbırakanları ...'nun kendisine ait dava konusu 196, 197, 1395, 1396, 1398, 1495, 1496, 1499 ve 1506 parsel sayılı taşınmazlarını kadastro tespiti sırasında, satış suretiyle temlik ettiğini beyan ederek davalılar adına tescil ettirdiğini, murisin taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığını, satışın gerçek olmadığı gibi, kadastro tespitinden 10 yıl öncesinde davalıların taşınmazları satın alacak maddi güçlerinin bulunmadığını, amacın kız çocuklarını mirastan mahrum etmek olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini olmadığı takdirde saklı payları oranında tenkisini istemişlerdir.


Davalılar, mirasbırakanlarının mevcut borçlarını ödediklerini, karşılığında kendilerine taşınmazların verildiğini, amacın mirastan mal kaçırmak olmadığını, satışın gerçek olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. 


Mahkemece, satış işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir. 


Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...'in evveliyatı tapulu olan kendisine ait dava konusu 1495 parsel sayılı taşınmazı, herbirine 1/2'şer pay olmak üzere davalılara haricen hibe ettiği, diğer 196, 197, 1395, 1396, 1398, 1496, 1499 ve 1506 parsel sayılı taşınmazları ise davalılara haricen sattığı ve zilyetliklerini devrettiği, 1987-1988 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde taşınmazların davalılar adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mirasbırakan tarafından davalılara doğrudan yapılmış bir temlik olmayıp, muris muvazaası iddiasının hukuki dayanağını oluşturan 1.4.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığından, muris muvazaası iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil iddiasının, dava konusu taşınmazlar bakımından dinlenmesine olanak yoktur.


Böylesi yapılan bir temlikin, koşullarının varlığı halinde TMK.nun 560 ile 571. maddelerinde öngörülen tenkis hükümlerine tabi olacağı açık olup, terditli olarak açılan davada tenkis isteği de bulunduğundan, tenkis istemi yönünden gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. 


Davalılar vekilinin temyiz itirazı yukarıda değinilen nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

4 Ocak 2018 Perşembe
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.