KIRMIZI IŞIK İHLALİ İLE KAZAYA SEBEBİYET VERME TAM KUSUR SAYILSA DA AĞIR KUSUR SAYILMADIĞINDAN , SİGORTA ŞİRKETİNE KENDİ SİGORTALISINA RÜCU HAKKI VERMEZ


17. Hukuk Dairesi 2016/3422 E. , 2016/6357 K.

 

"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

-K A R A R-

 

Davacı vekili, 08.02.2012 tarihinde müvekkili sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi (ZMMS) ile sigortalı, davalı ...'e ait ..... plakalı araç sürücünün mobese kayıtlarına kırmızı ışık ihlali yaparak ...... plaklı araca çarparak hasar verdiğini, müvekkili sigorta şirketinin hasar bedelini ödediğini, müvekkilinin davalı sürücünün %100 ağır kusur sebebiyle rücu hakkı olduğunu, 3.776,00 TL'nin 30.05.2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline tahsilini istemiştir.

 

Davalı vekili, Sigorta Genel şartlarına göre davacının rücu hakkı olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

 

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile 3.500,00 TL'nin 30.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

Dava, trafik sigortası sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.

 

ZMMS'de sigortacının rücu hakkı, TTK'nin 1301/2 maddesi 2918 sayılı KTK'nin 95/2 maddesi ile ZMSS poliçesi genel şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işletenin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir.

 

Bu tür davalarda sigortacı, 2918 sayılı KTK'nin 95/2 maddesi uyarınca tazminat yüklülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin halleri 3. kişilere karşı ileri sürümeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Sözleşme ve yasa gereği sigorta ettirenine karşı defi hakkı bulunan sigortacı bu hakka dayanarak kendi sigortalısına dönebilmektedir.

 

Davacı ... vekili, davalı ...'e ait araç sürücünün kırmızı ışık ihlali yaparak başka araca çarparak hasar verdiğini, ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/a maddesine göre de, tazminatı gerektiren olay yani rizikonun işleten ya da eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının zarar görene ödeme yaptıktan sonra kendi sigortalısına rücu edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.

 

Görüldüğü gibi, maddede tam kusurdan değil kasıt veya ağır kusurdan söz edilmektedir.

 

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün kırmızı ışıklı trafik işaretinde geçme kuralını ihlal etmesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde %100 oranında yani tam kusurlu olduğu kabul edilmiş, mahkemece de bu nedenle davanın kabulü cihetine gidilmiştir. Bilindiği üzere, ağır kusur kavramı özel hukuk kavramı olup kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade eder. Dava konusu olayda ise davalı sigortalı aracın sürücüsünün salt kırmızı ışıkta geçmesi nedeniyle trafik kurallarına aykırı davranışı nedeniyle %100 kusurlu bulunması, başlı başına kasıtlı yada ağır kusuru olduğu anlamına gelmez. Üstelik böyle bir durumda hasarın teminat dışında kaldığını ispat yükü TTK'nin 1282.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Sigorta ettirene rücu sebepleri belirli olup davacı tarafından diğer rücu sebepleri ileri sürülüp kanıtlanmadığına ve mahkemenin kabul gerekçesi rücu sebeplerinden olmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde kabulüne şeklinde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

29 Haziran 2020 Pazartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.