17. Hukuk Dairesi 2016/5279 E. , 2019/2983 K.

 

"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı sürücü, maliki olduğu araç ile davacının içinde yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığını belirterek, 10.000,00 TL maddi ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini yükseltmiştir.


Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne toplam 170.031,38 TL maddi tazminata hak kazanıldığı ve sigorta şirketi tarafından 96.857,71 TL ödeme yapılmış olmakla bunun mahsubu ile bakiye 73.173,67 TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan 17/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ...'den alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı ...'ın Manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.


Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında 2330 Sayılı Kanunu kapsamında yapılan ödeme, uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığı olup yargı mercilerinde maddi ve manevi zararların karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında, bu kanun hükümlerine göre ödenen maddi ve manevi tazminat ile yapılan ödemelerin göz önünde tutulması gerekmektedir. Davalı beyanlarından yapılan ödemeler için rücu davası açıldığı anlaşılmaktadır.


Somut olayda dosya kapsamından davacının Jandarmada Başçavuş olduğu ve davaya konu trafik kazasının davacının görevini ifası sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 2330 Sayılı Yasa uyarınca davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece 2330 Sayılı Kanun'a göre davacının görevini ifa ettiği sırada meydana gelen 17.2.2008 tarihli davaya konu trafik kazası nedeniyle 2330 Sayılı Yasa uyarınca davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, ödeme yapılmış ise maddi tazminata ilişkin mi olduğu, yoksa hem maddi, hem manevi tazminata mı ilişkin olduğu, ne kadarının maddi, ne kadarının manevi tazminata ilişkin olduğu, başka bir deyişle varsa maddi ve manevi tazminat ödemesinin rakam olarak ne kadar olduğu Jandarma Genel Komutanlığı'ndan sorularak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir.


3-Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54'te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.


Somut olayda davacı ... hakkında düzenlenen ve hükme esas alınan rapora göre davacının sürekli maluliyet oranı %12,1, iyileşme süresinin 1,5 ay olduğu tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından davacı ... için kaza tarihinden itibaren 1,5 ay için geçici işgöremezlik tazminatı hesabı yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı bakımından geçici iş göremezlik döneminde daha fazla efor sarf edeceği dikkate alınarak 5.222,64 TL tazminata hükmedilmiştir. Davacı ... kaza tarihinde Jandarmada başçavuş olup geçici iş göremezlik döneminde devlet memurlarının maaşlarını tam olarak almaları sebebiyle kazanç kaybı oluşmayacağı açıklanan bu sebeblerle mahkemece geçici işgöremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru görülmemiştir. Davacı Jandarmada başçavuş olup çalışamadığı dönemde maaşını almaya devam edeceğinden, hükme esas alınan bilirkişi raporunda maaş bordrosuna göre 1,5ay süre için hesaplanan 5.222,64 TL geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmesi isabetli değildir.


4-Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kaza tarihi 17.2.2008 olmasına rağmen, 2014 yılı haziran ayına ait maaş bordrosundaki 3.481,74 TL gelir elde ettiği kabul edilerek, işlemiş dönem zararının tamamının bu miktar üzerinden hesaplandığı görülmektedir. Hesaplama yapılırken, davacının kaza tarihindeki (17.2.2008) ve hesap tarihine kadar ki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde bilinen son gelirinin uygulanması hususlarına dikkat edilmelidir.


Bu durumda, mahkemece işlemiş dönem hesabında davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadar bilinen gelirlerinin, hesap tarihinden sonraki dönem olan işleyecek dönem için davacının bilinen son gelirin uygulandığı ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hesap içeren bilirkişi raporuna göre ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.


5- Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.


Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, jandarma başçavuşu olan davacının aktif çalışma yaşı 60 olarak kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Emekli Sandığı Kanunu'nun 40. maddesinde bazı kamu görevlilerinin (asker, polis,gümrük memuru v.s) yaş haddinden emekli yapılacakları düzenlenmiştir. Şu durumda, davacının aktif çalışma yaşının yasal düzenleme göz önünde tutularak belirlenmesi ve belirlenecek pasif dönemde için ise asgari geçim indirimi uygulanmaksızın asgari ücret üzeriden yapılacak hesaplamaya göre tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.


SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3), (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

10 Nisan 2020 Cuma
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.