17. Hukuk Dairesi    

     2016/10582 E.  ,  2019/8243 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili, davalı ...Ş vekili, davalı ...Ş. vekili, davalı ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, davacı ...'in 18.05.2012 tarihinde davalı ... idaresinde bulunan ve ...'a ... plakalı servis aracı ile evine gitmesi için yolun karşı tarafına geçmek zorunda olduğu ve hiçbir ışık, yaya geçidi, alt-üst geçit bulunmayan tek şeritli Uşak-Afyon karayoluna çıkan ... köyü yolunun ortasında bıraktığını, yolun karşı tarafına geçmek istediği anda maliki ...,... şirketi olan ve ... sevk ve idaresindeki aşırı hızlı seyir eden ... plakalı aracın davacıya çarptığını belirterek, kaza geçiren müvekkilleri ... için 250.000,00 TL manevi, annesi ... için 50.000,00 TL manevi, babası ... için 50.000,00 TL manevi, ablası ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplamda 370.000,00 TL manevi tazminata, fazlaya dair hakları saklı olmak üzere müvekkillerinin kaza sonrasında %43 oranında malul kalması nedeniyle bilirkişi tarafından hesaplanacak rakam ile ileride ıslah edilip arttırılmak üzere 1.000,00 TL güç (efor) kaybı tazminatına hükmedilmesine ve davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmedilecek tazminatlardan poliçe limiti kapsamında sigorta şirketlerinin de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini yükseltmiştir.


Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;Davacı ... için maddi tazminat istekli davanın kabulü ile 200.267,40 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 18.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı ... şirketlerinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizinden ve poliçe sorumluluk limitleri dahilinde sorumlu olmak kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacıların davalı ... şirketleri aleyhine açmış olduğu manevi tazminat istekli davalarının reddine, davacıların diğer davalılar aleyhine açmış olduğu manevi tazminat istekli davalarının kısmen kabulü ile davacı ... için 30.000,00 TL, davacı ... için 15.000,00 TL, davacı ... için 15.000,00 TL, davacı ... için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ...Ş vekili, davalı ... vekili, davalı ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.


1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ...Ş vekili, davalı ... vekili, davalı ... ile ... vekili sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.


Dava konusu trafik kazasına ilişkin kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında; davacı çocuğun duran aracın arkasından ve önünden çıkmasından dolayı, davalı sürücü ...'ye ise araç hızını aracın yük ve teknik özelliğine görüş,yol,hava vs. gerektirdiği şartlara göre ayarlayamamasından dolayı kusur verilmiştir.


Yargılama sırasında ATK'dan alınan 07.04.2014 tarihli kusur raporunda ise; davalı yayaya çarpan aracın sürücüsü, duraklayan öğrenci servisi olarak hizmet veren otobüsü fark ettiğinde bu vasıtasının arkasından bu vasıtadan inen yayalardan birinin girebileceğini öngörerek kendi varlığını belirtmesi açısından klaksonla ikazda bulunması gerekirken belirtilen bu kurala riayet etmemiş olmakla, olayda %25 tali kusurlu, davalı servis sürücüsü, olayın oluşu üzerinde herhangi bir hatalı davranışının olmadığından dolayı kusursuz,Davacı çocuk ise, davranış faktörlerinin olayın olayışı üzerinde %75 oranında etken olduğu belirlenmiştir.


Mahkemece hükme esas alınan, İTÜ makine mühendislerinden oluşan heyetten alınan 09.06.2014 tarihli kusur raporunda; davalı yaya çarpan arça sürücüsüne, yol kenarında durup öğrenci indiren okul taşıtının harekete geçmesini ve önünden veya arkasından öğrencinin yola girip girmediğini kontrol etmesi, öğrenci olmadığını gördükten sonra seyrine devam etmesi gerekirken bu kurallara uymadığından ve yeterli özen ve dikkati göstermediğinden olayda %35 asli kusur, davalı servis sürücüsüne,davacı ibrahimin anne veya babasının gelmesini beklemesi ve çocuğu onlardan birine teslim etmesi, anne veya babası yoksa kendisi bizzat araçtan inmesi, yaklaşan kamyonu eliyle işaret ederek durdurması, çocuğun elinden tutarak emniyetle karşıdan karşıya geçirmesi gerekirken bu kurallara uymamış olmasından dolayı %35 asli kusur,Davacı yayanın anne ve babası ise servisten teslim almaları gerekirken çocuğun taşıt trafiğine açık yolda karşıdan karşıya geçmek zorunda bırakarak kazaya uygun ortam hazırlamış olmalarından dolayı tali %30 oranında kusur verilmiştir.


Ceza yargılaması sırasında 22.07.2014 tarihli ATK'dan alınan raporda, davalı yaya çarpan araç sürücüsü, okul taşıtını gördüğünde uyarıda bulunması ve gerekli tedbirleri alması gerekirken bu kurala riayet etmemesinden dolayı tali kusurlu,davalı servis sürücüsü ise, güvenli olmayan ortamda öğrencilerin inmesini sağladığı,dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı için tali kusurlu, davacı çocuk ise trafiği kontrol etmemiş, gelen aracın mesafesini ve hızını dikkate almamış, ilk geçiş hakkını vermediğinden, servisin arkasından kontrolsüzce ve aniden çıktığından asli kusurlu kabul edilerek hükme esas alınmıştır.
Bu yönüyle ceza dosyasında hükme esas alınan ATK raporu ile dosyada bulunan ATK ve İTÜ heyetince düzenlenen raporlar arasında çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, ATK Genel Kurulundan ceza dosyasında ve dosyada bulunan raporları irdeleyen, kusur durumuna ilişkin çelişki giderici, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.


3-Gerek HUMK. 83 ve devamı maddesi gerekse 6100 sayılı HMK'nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan "taleple bağlılık ilkesi" 1086 sayılı HUMK'nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. HUMK'nın 83. (6100 sayılı HMK m. 176), maddesinde ise ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltilmesidir. Islahın amacı, yargılama süresinde, şekli ve süreye aykırılık sebebi ile ortaya çıkacak maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmaktır. Bununla birlikte talep miktarı ıslah ile arttırılabilecektir. Ancak taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Buna göre tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.


Somut olayda davacı açmış olduğu kısmi davada fazlaya dair haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL maddi tazminat talep etmiş, 12/01/2016 tarihli birinci ıslah dilekçesi ile talebini 167.410,60 TL artırarak, dava açıldıktan sonra 31.946,00 TL ödeme yapıldığından dolayı bu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep etmiş, davacı alınan ek rapora göre 22/03/2016 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 240.637,97 TL'ye yükselterek, yapılan ödemenin güncellenen değeri olan 40.370,00 TL kadar kısım yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yargılama sonucu ikinci ıslah dilekçesi de gözetilerek maddi tazminata hükmedilmiştir. Kısmi davada ancak bir kez ıslah yapılabileceği hususları gözetildiğinde, mahkemece davacı yönünden ikinci ıslah dilekçesine göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.


4-Aktüerya bilirkişisi tarafından hazırlanan hesap raporunda CSO 1980 yaşam tablosu dikkate alınarak davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmiş hesaplama yapılmış, mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.


Ancak karara esas alınan hesaplama, Hukuk Genel Kurulu'nun 1989/4-586 esas, 1990/199 sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına uygun değildir. Bu itibarla, Dairemizin yerleşik kriterlerine uygun olarak Population Masculine Et - Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenerek hesaplanması gerekirken tazminat esaslarına uygun olmayan yaşam süresine göre hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.


5-Hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda, kaza tarihinde 7 yaşında olan davacı ... 'ın kaza tarihiyle birlikte geçici ve sürekli iş göremezlik hesaplaması yapılmıştır. Oysa, kazadan sonra okula giderken, günlük işlerini yaparken vs.diğer yaşıtlarına göre daha fazla efor sarfedecek olan davacı İbrahim Karataş için kaza tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanması gerekirken, geçici iş göremezlik zararını da hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.


6-Ödenecek tazminat miktarı yönünden "zarar sigortası - meblağ sigortası" ayrımında ferdi kaza sigortası bir "meblağ sigortası"dır. Zarar sigortasında; sigortacının ödeyeceği tutar, "sigorta değeri" ya da "sigorta poliçesinde yazılı tutar" olmayıp, sigortalının ya da üçüncü kişinin uğradığı "zararın tutarı"dır. Meblağ sigortasında ise; sigortacı, sigorta ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblağı), başka bir deyişle, sigorta poliçesinde yazılı olan sigorta bedelini eksiksiz ve tam ödemek zorundadır.


Ferdi Kaza Sigortası, can sigortası türlerinden olup, meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; sürekli sakatlık halinde ise, sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere, sigorta bedelinin ödenmesi gerekeceğinden, bu yönlerin ispatlanması yeterli olup, gerçek zararın hesaplatılmasına girişilmeksizin, tespit edilecek bu miktarların aynen ödenmesi gerekmektedir.


Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları 8. maddesinde daimi maluliyet teminatı başlığı altında "İşbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren iki sene zarfında daimi surette maluliyetine sebebiyet verdiği takdirde tıbbi tedavinin sona ermesini ve daimi maluliyetin kat'i surette tespitini müteakip, daimi maluliyet sigorta bedeli aşağıda münderiç nispetler dahilinde kendisine ödenir" denildikten sonra, maluliyet türlerine göre bir tabloya yer verilmiştir.


Somut olayda ise; davacının yaralanmasına bağlı sakatlık oranının %34.2 olduğu belirlenmiştir. Buna göre; öncelikle doktor bilirkişisinden, davacının yaralanmasının genel şartlarda belirlenen tablodan hangisine uygun düştüğü belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı ... şirketinin davacının daimi ve geçici maluliyeti nedeniyle aktüerya uzmanı tarafından belirlenen tazminattan sorumlu tutulması doğru olmamıştır.


7-Ferdi Kaza Sigortası, meblağ sigortası olması nedeniyle sigorta poliçesinde yazılı olan sigorta bedelini eksiksiz ve tam ödemek zorundadır. Buna göre Ferdi Kaza Sigortasının niteliği gereği geçici iş göremezlik zararından sorumlu değildir. Mahkemece hükme esas aldığı aktüer bilirkişi raporuna göre ... Sigorta Şirketini de geçici iş göremezlik zararından sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.


8-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekili ve davalı ... ile ... vekilinin manevi tazminat temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.


SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ...Ş vekili, davalı ... vekili, davalı ... ile ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle,davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ...Ş vekili, davalı ... ile ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne; (3), (4), (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili, davalı ...Ş vekili, davalı ... ile ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne;(6), (7) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (8) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı ... ile ... vekilinin manevi tazminat ve vekalet ücretlerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... Sigorta A.Ş., ... Sigorta A.Ş., ... ile ..., ... Sigorta A.Ş.'ye geri verilmesine 19/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

30 Mart 2020 Pazartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.