ÜZERİNDE 2/B (ORMAN SINIRI DIŞINA ÇIKARILMIŞTIR) ŞERHİNİ GÖRÜP TAŞINMAZI TAPUDA SATIN ALAN KİŞİ, ORMAN OLDUĞU GEREKÇESİYLE TAPUSUNUN SONRADAN MAHKEME KARARI İLE İPTAL EDİLMESİ HALİNDE ZARARINI HAZİNEDEN TALEP EDEBİLİR

                   T.C.

               YARGITAY

            20. HUKUK DAİRESİ 

2017/6249 E.  ,  2017/5003 K.


"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ :...Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonucu verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak temyiz incelenmesinin yapılması davacı tarafından istenilmekle, tayin olunan 06/06/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi.İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: 


K A R A R


Davacı vekili 01/03/2016 tarihli dava dilekçesinde, davacı adına tapuda kayıtlı bulunan, ..., Merkez, ... köyü ... ada 29 parsel sayılı taşınmazın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/129 E. - 2014/649 K. sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile ... adına tesciline karar verildiğini, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 10.000,00.-TL tazminatın, hükmün kesinleştiği 04/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 28/09/2016 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile dava değerini 541.670,98.-TL olarak değiştirmiş, yine aynı tarihten faiz talep etmiştir. 


Mahkemece davanın kabulüne, 10.000,00.-TL tazminatın 04/12/2014 tarihinden; 531.670,98.-TL'nın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından istinaf edilmekle,...Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.09.2016 gün ve 2016/170- 2016/559 sayılı davanın kabulü yönünde verilen kararına karşı, davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu,...Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, bu karar aleyhine davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. 


Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesi; "Taşınmazın, 01.09.1959 tarihinde yapılan kadostro çalışmaları ile 255 p. (yeni 110 ada 29) olarak Tahir Cent adına tescil gördüğü, tapu kaydına 09/11/1992 tarihinde tamamının orman sınırları içinde kaldığı şerhinin; Nusret Polat adına kayıtlı iken, 18.08.2009 tarihinde "Tamamı 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada kalmıştır." şerhinin yazıldığı, davacının bu şerhi bilerek 19.08.2009 tarihinde taşınmazı satın aldığı, sonunda parselin orman olarak tescil edilebileceğini bildiği, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/129 E. - 2014/645 K. sayılı dosyası ile taşınmazın orman olarak ... adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 04.12.2014 tarihinde kesinleştiği, davacı vekili her ne kadar TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat talebinde bulunmuş ise de; tapuda satın aldığında 6831 sayılı Kanuna göre düşülen 2/B şerhinin bulunduğu, iyi niyetli olmadığı, kötüniyet iddiasının defi değil itiraz olduğu iddia ve müdafanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınacağı TMK'nın 3/2. maddesi uyarınca "durumun gereğine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı" şartlarının bulunması halinde davacının taşınmazı kendisine satan kişiden satıcının tekeffülü hükümlerine göre zararının tazminini isteyebileceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, isabetli bulunmayan yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi yanlıştır." şeklindedir. 


31/08/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesi gereğince, ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile ...ye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla kabul edilerek 26/04/2012 gün 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun 7/1-a bendinde; "Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan ... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle ... adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda ... adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir." hükmü ile, 7/1-b bendinde; "Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra ... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda ... adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanunî ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz" hükmü düzenlenmiştir. 


Bu yasal düzenlemeler ile, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşturulan ve ilgilileri adına tapuya kaydedilen taşınmazlardan, nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılanlar hakkında verilen tapu iptal ve tescil kararı kesinleşmiş ve infaz edilerek ... adına tescil edilmiş olan taşınmazlar, ilgililerinin iki yıl içinde başvurusu halinde aynı maddenin 4. fıkrasındaki şartları taşımamaları halinde yalnızca önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilecektir. İptaline karar verilip ... adına tapuya tescil edilen taşınmaz, özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına oluşmuş tapu kayıtlarından ise 6292 sayılı Kanunun 7/1-b maddesi uyarınca önceki maliklerine veya kanunî ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilebilecektir. 


Hak sahibi gerçek kişinin 6292 sayılı Kanunla tanınan bu hakları kullanmak ya da TMK. 1007. maddesine dayalı olarak tazminat istemek konusunda seçimlik hakkı bulunmakta olup; bu hakkın kullanılmasında iyiniyet şartı aranmaz, keza; TMK 1007. maddeye dayanan Devletin sorumluluğu da kusursuz sorumluluktur.


O halde, taşınmazın 6292 sayılı Kanun gereğince idareden iadesinin talep edilip edilmediği araştırılarak, iade başvurusu varsa sonucunun beklenmesi, 7/4. maddeye göre iade edilmeyecek yerlerden ise bedelinin ödeneceğinin gözönünde bulundurulması, bu da olmadığı 
takdirde TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteminin esası hakkında karar verilmesi gerektiği halde, mahkemece davacının iyiniyetli olmadığından sözedilerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, hükmün bozulması gerekmiştir. 


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliyesi Mahkemesi kararının, 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1480,00.-TL vekalet ücretinin davalı ...den alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/06/2017 günü oy birliği ile karar verildi. 

 

 

20 Ağustos 2018 Pazartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.