17. Hukuk Dairesi 2016/15584 E. , 2019/8246 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı Adıyaman ... Tur Turizm ve Tic. A.Ş. vekili ile süresi dışında davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

-K A R A R-

 

Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve sigortacıları olduğu aracın karıştığı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır derecede yaralandığını ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 40.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.


Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.


Mahkemece, Dairemizin usul ile ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporu doğrultusunda 5.837,67 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihi olan 07.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, fazlaya dair talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihi olan 07.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, fazlaya dair talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... Tur Turizm ve Tic. A.Ş. vekili ile süresi dışında davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkeme hükmü davalı ... vekiline, 15.02.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi HUMK.'nun 432.maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra, 03.03.2016 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay'ca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.


2- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin, davalı ... Tur Turizm ve Tic. A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.


"Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan" başlığı altında düzenlenen TBK'nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir.


Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.


Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.


Davacının maluliyet oranına ilişkin olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 13.04.2012 tarihli maluliyete ilişkin raporda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak davacının %67 oranında sürekli maluliyeti ile 60 gün geçici iş göremezliği olduğu belirtilmiş ve mahkemece de bu maluliyet oranına göre yapılan hesaplama hükme esas alınmış ise de, rapor hüküm vermeye elverişli değildir.


O halde mahkemece davacının maluliyetinin, kazanın vuku bulduğu tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre tespiti için dosyanın ATK 3. İhtisas Dairesine gönderilerek maluliyet raporunun aldırılması ve taraflara tebliğ edilerek, sonrasında gerekirse konusunda uzman bilirkişiden yeniden aktüerya raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.


4-Cismani zarar nedeniyle uğranılan mevcut ve gelecekteki zararın karşılığı olan tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zarar görenin kazadan önce elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder.


Somut olayda; davacının hemşire olduğunu kaza tarihinde de ... Hastanesi müdür muavinliği görevinde bulunduğu, kaza sonrasında tedaviler ve maluliyet sebebi ile müdür yardımcılığı görevinden alındığı, şu an İzmir Konak 87 nolu Aile Hekimliği biriminde hemşire olarak görev yaptığını iddia etmektedir. Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda; davacının geliri hesaplanırken, 2012 Eylül ayı bildirilen maaş baz alınarak, sadece geçici iş göremezlik zararı hesap edilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez.


Bu durumda mahkemece, davacının çalıştığı yerden kaza tarihinden geriye doğru 1 yıl içerisinde aldığı maaş bodroları ile davacının kazadan önceki çalışması karşılığı ödenen maaş dışında aldığı ek ödeme olup olmadığı ve kazadan sonraki 2 aylık dönemde bu ek ödemelerden eksik aldığı kısımlar bulunup bulunmadığının sorulması; daha sonra, kazadan sonraki dönemde davacının maaşını almaya devam ettiği ve geçici işgöremezlik tazminatının, sadece kazadan önce elde edildiği halde kazadaki yaralanma nedeniyle çalışılamayıp elde edilemeyen geliri kapsadığı dikkate alınmak suretiyle, 2 aylık süre için geçici işgöremezlik tazminatının hesaplanması; 2 aylık geçici işgöremezlik süresinden sonraki dönem için ise, sürekli işgücü kaybı tazminatının hesabında, davacının bordrolu gelirinin gözönüne alınması suretiyle hesaplama yapılması için, konusunda uzman başka bir aktüerya bilirkişisinden rapor alınıp karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.


5-İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde "Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK'nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay'ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.


2918 sayılı KTK'nın 85. maddesi ise "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar" hükmünü içermektedir.


Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.


Somut olayda, davalı Adıyaman ... Tur Turizm ve Tic. A.Ş. vekili kazaya karışan aracın ...Otomotive ait olduğunu, davalı şirket ile otobüsün çalıştırılmasına ilişkin taşıt sözleşmesi imzaladıklarını savunmuş ve buna ilişkin olarak 27.04.2005 tarihli taşıt sözleşmesini sunmuştur. Mahkemece davalı ... Tur Turizm ve Ticaret Anonim Şirketin bu savunması üzerinde durulmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez.


Buna göre yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve davalının savunması göz önünde bulundurularak, davalı ... Tur Turizm ve Tic. A.Ş. ile dava dışı ... Otomotiv arasındaki taşıt sözleşmesi dikkate alınarak, taraflar arasındaki sözleşmenin 3. kişileri bağlayacak güçte bir sözleşme olup olmadığı, kazaya karışan motorun teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı gerektiğinde şartları varsa davalı ve dava dışı ... Otomotovin işletmeye ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle sözleşmenin yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının olup olmadığı hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.


SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin süresinde yapılmayan temyiz talebinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı ... Tur Turizm ve Tic. A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Tur Turizm ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... ile ... Tur Turizm ve Tic. A.Ş.'ye geri verilmesine 19/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

31 Mayıs 2020 Pazar
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.